DEDEDEN TORUNLARA (1-2)Ne kadar keyifliydi Ne kadar ilginçti Metroda trene binmek Biz; dede, torun birlikte Kızılay’ı da gezmek "Duru da gelince üçümüz gelelim" Sözünü vermek Dönerken eve trende yorgun Fotoğrafımı çekti Yiğitalp "Bak, dede," dedi, "senin kafanın üstündeki adam da kel" Gülümsedi yakınlarda oturanlar Bizim yaramaza sevgiyle bakanlar Durakların adını tek tek ezberledi durdu En hoşuna giden de "Macunköy" anonsu oldu Çocuk bu ya "Macundan köy mü olur dede" Diye diye Durmadan güldü ............................................................. Bir ayrı neşeliydi bugün Duru Başka zaman Hiç yüz vermezdi bana "Çıkar"ı olmadan Şimdi ikide bir öpücük atıyor Gülücükler Benden yana "Vardır bir sebebi" derken Kafasındaki yeni şapkayı Ayağındaki ayakkabıları Görüyorum "Ben prensesim!" diyor Bir yandan da alınan cicileri gösteriyor Bizler yaşamasak da bu çocukça sevinci Beni çocukluğuma götürüyor Duru’nun bu neşesi Onun yaşlarındayken Ya da Biraz daha büyükken Ayaklarıma Kışın giydiğim "soğukkuyu" Yazın giydiğim naylon ayakkabılar geliyor aklıma "Sizler şanslı çocuklarsınız" diyorum Torunlarıma |
bizim gibi dedeleri olduğu için
birde yirik pabuçlara çamura saplanmış ağlayan da olsak
bizim gibi sebepsiz dua eden olsa onlara
tarak bilmez saçlarımızı okşarken berrak gülüşlü
nasırlı elli yaşlıları olsa değil mi..