zaman'ın aşıkları
aradan uzun bir zaman geçer bazen
aşk yerini bırakır türlü şeylere hiç bir şey olmaya yüz tutar ama bir gün gelir zamane aşıkları saklandıkları sığınaklardan uzatır başlarını ’hiç kimse bıraktığın yerde beklemez’ der biri öteki nerede bıraktığını bile bilmez aslında bir yığın sessizliği doldurup koyunlarına uzaktan uzağa kesişir kelimeler gelmiş geçmişe kafa tutar gelecek korkar kendinden bile terk edilmiş her ne varsa akıllarda tutuşur bir köşesinden hiç kimseye dokunmaz ateşin ucu rengi siyah virgüller başkaldırır noktaya şarkılar söyler cümlelerdeki gizli özne tarifi imkansız hale gelir saklambaç oynayan mutluluk ne söze düşer anlamı ne sese gökten bir kavuşma düşer yeni yetme ayrılığın üstüne ve dileyelim onlar ersin muradına biz çıkalım kerevetine... |
yazanın ve okuyanın çook ta umurunda değilken böyle,,
modern çağ ile yontma çağ devrini aynı kefeye koyup,
eş zamanlı düşüncenin terazisine koymak niye,,
diye düşünüyorum,,
hazır düşünmüşken,,hoşuma gitmeyen başkaca şeyleride düşünüyorum ister istemez,,
zannımca istemeden düşünceye daldığımız pek çok şeyin müsebbibi irademiz dışında kalan istençler olsa gerek,,