Kadınındım ben seninİlk seninle doğdum. İlk adımları seninle attım. Düştüm, kanadı dizlerim, ve sen öptün. Hasta olduğumda; Gözleri yaşlı bekledin. Kaç gece, dualarla sabahları ettin. Ve okula giderken ben; Sıkı sıkı, ellerimden tuttun. Çıkışa kadar, büyük bir sabırla, sevgiyle bekledin. Hıçkıra hıçkıra ağladığım, ilk omuzdun. Sırlarımı paylaştığım, doğruları gösteren, ilk insan. Ve asla hakkını ödeyemeyeceğim dediğim, candın diyemem! Çünkü bu, Öncelikle -anneme- haksızlık olur. Ki sen, annemden sonra ikinci, kardeşimden sonra, üçüncü oldun hep hayatımda! Evlendim, ayrıldım. Hiç çocuklarım olmadı. Bil diye söylemiyorum. Fakat, asla değişmedi yerin... Sen; İki anlam, bir şiirimdin Kibrit kutusuna kıvrılıp yatan nesir, aruz, hece’ydin. Öfkeydin mesela. Neşeyle karışık, kahkaham. Lirik bir hayaldin, adlandıramadığım suskunluğum. Dün’e kadar unuttuğum; Ya da unuttuğumu sandığım, aşktın. Bir bakışınla, cennetimin kuşlarını uçuran. Ve yeniden, Hatıralara üşüşen Bir evcilik oyunuydun. Adamımdın ya! Ki, sana çocuklar doğuramayan, Bir başkasına kaptırdığım, kadınındım ben senin... Hatırladın mı? 19.06.2013 Çarşamba Adnan Bilgiç |