DEĞİL
Deli gönül yorgun güzel elinden
Yeni bir sevgili, göresi değil Neler çekti neler elin dilinden Bu sözleri hayra yorası değil Şu deli yüreğin, azaldı debi O’da seven gibi, bir aşka tabi Aşkından del’olan bir köle gibi Güzele hâl, hatır, sorası değil Sırılsıklam olsak, tipi de, kar da Yeniden başlasak, kaldığı yerde El, ele, göz, göze, bir gül-ü zarda Vallaha; bir hayal, kurası değil Kurtulmak zor oldu göz hapisinden Vaz geçti bu gönül bak hepisinden Şöyle huzur ile aşk kapısından İnan ki; sevinip, giresi değil Nasıl bir endam var, o ne zarafet Oturuşu sultan, duruş hilafet Bak seni beğenmiş, dilber-i afet Sordum da, gönlünü, veresi değil Özlem çiçek açmış, vefası çile Gidiyor meçhule, kaderi ile Visal beklemiyor, istese bile Son’a, hitamına, eresi değil Giderken menzile ben adım adım Almadım güzelden,ben de muradım Yetmez mi; yandığın,sevdadan dedim Çektiğim sevdanın, karası değil Güzelin gönlünde gül olamadım Gönlünden geçene dil olamadım Hâr’ında tutuşup kül olamadım Yandığım o aşkın çırası değil Ben ki; yüreklere, sevgiler ektim Hasretten kavrulup yollara baktım Her gün kahrolmaktan,usandım,bıktım Şimdi sevdaların, sırası değil Oysa ki, şarkılar düşmez dilinden Nağme eksik olmaz sazın telinden Belli değil mi ki, durum halinden Lüzumsuz; bir sefa, süresi değil Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |
canı yürekten kutluyor saygılar sunuyorum..