İstanbul'u seven dikenine...-İstanbul, toprağı külçe kıtalar arasına sıkışmış ülke içinde ülke- Ve katlanırdık dikenine her türlü düşlerimizin betonerme evinde. Saksı diplerinde ellesek de toprağı ancak elektirğimiz seslere yapışmazdı belki bu kadar belki bu kadar öykünmezdik gürültüye... korna sesleri yeterdi ne gerek vardı küfüre,gareze,çelikten zurnalara... ne vakit doluverdik halat uçlarına ip geriliyor,inceliyor,koptu kopacak... Yer toprak da değil üstelik Çekenlerin gerenlerin bir tarafı acıyacak!!! Ve sallanıyor yargısızca düşünceler ,cümle olmadan daha darağacında İnsanlar artık konuşarak anlaşamıyor tam da bu yüzyıla ait olmadığı gibi... naif ruhların değil,zorbaların ,vikinglerin,korsanların istilası altında İstanbul! ve cehaletin körlüğünde ışık arıyor ağaç budayıcıları öyle bir tiyatro ki boyuna ütopya üretiyor Kainatın sonu gelmiş de sanki bir İstanbul beyaz bayrak sallıyor! Martılar ürküyor,camiler tedirgin,ölüler huzursuz,diriler uykusuz... ve umurunda değil fahişelerin,barların,yankesicilerin ve balicilerin ve umurunda değil sokakta merhamet dilenen dilencilerin... ve umurunda değil bütün bu hengame bankerlerin,avmlerin,soyluların,zenginlerin,fakirlerin... Yel değirmeniyle dövüşen Don Kişot misali!! Ömrü şu kuş sitelerinde ve resim paylaşmakla, taraf tutmakla geçen nesle selam olsun ! |