Prekanta
saf ve masum
siyahlar içinde bir kadın billur yağmurun altında bekliyordu mavi kapının önünde... içerden gelen seslere kulak kabartarak bahçe içinde bir ev... yeşil bahçe... yemyeşil fıskiye şırıl şırıl akıyordu... suyun o dokunan ahenkli sesi romalı bir heykel kadına bakıyordu prekanta ateş dikeni alev alev yanıyordu aşka koşan kadına kadın yağmurun altında mavi gözleri derin mavi kapıya bakıyordu... sessizlik... ona git bekleme diyordu ama o ısrarla bekliyordu mavi kapının arkasından onu saracak kolları ihtirası aşkını yeniyordu... prekanta Aller à ... belle femme attenteDiyordu Ateş dikeni Onu kendine çekiyordu Blu hava Alev alev yanıyordu Ah prekanta Prekanta Hayır O sana ait değil diyordu Siyahlar içinde kadın Döndü baktı Müteessir bakışlar Ya öyle mi Demekki söndü ateşi Öyle mi diyordu Kapısına kadar geldim Sessizlik Tek karşılaştığım bu Öyle mi diyordu Prekanta Ateş dikeni Hüzünlü hüzünlü Bakıyordu Eğer o mavi kapıdan içeri girebilseydim Bu ev yanardı Sen… Siyahlar içindeki kadın Mavi kapıdan içeri girebilseydin ölü çıkardı Kırmızı ve siyah Maviyi anlamaz haydi Aller à ... belle femme attente diyordu |