BAK POSTACI GELMİYOR ...
( BÖLÜM BİR )
Mektup vardı eskiden Mektuplaşma ruhu İçlerinden yüzünüze can parçacıkları savrulurdu Hepsi zaman yolculuğunda kayboldu Bazıları teknoloji anaforuna tutuldu ! Neyse ki el de kalanlar nostaljiye soluk oldu… === En unutulmayanları da, Aşk mektupları olurdu Al dudaklarla pembe sayfaların kıyı köşelerine Dudak baskısı buseler kondurulurdu… === Şimdi de mektup var Ama geliştikçe asri zamanlar, Bir duygu iflasına toslamış oldular. İnsanların duygudan yapılı sevgi yolu Teknoloji barikatı yüzünden tarumar oldu ! Ve bitti o pembe mektuplu yılların mutluluğu... === Boyun eğip diz çökünce Asri zamanlara mektuplaşmalar Kayboldu bizim mektuplu soluklaşmalar Onların yerini aldı tebligatlı uyarılar, Ne yazık ki hepsi mektuptan sayıldılar… === Sonun da iyice uzaklaştırıldık Anılarımızı belgeleyen mektuplu yıllardan Mahrum bırakıldık öylesi bir zaman yolculuğundan İçi sıla rüzgarıyla dolu pembe zarflardan Ve hatta uçları yanık sayfalardan Uzaklaştırıldık aşk da var olmaktan Hem kendimize ve hem de bunu başkalarına ispatlamaktan… === Kurutulmuş kır çiçekleri karşılardı ilk, O pembe zarfları açar açmaz meraklı gözlerimizi Okundukça ruhumuzu dalgalandırırdı olası sevgi sürprizleri Silip süpürürdü içimizden kimi mektuplar Sıla acılarımızın en irilerini !… === Bir mektup akşama kadar okunsa da Onu ilk okuduğumuz an da ki duygu öylece sürüp giderdi Yani defalarca okunmuş olan o mektup Gönüllerimizi fethetmeye hala devam ederdi Ve hasret korkusu daha fazla dağlamasın diye içimizi Yüzlerce kez okunmuş mektuplar bile Kronik hasret duygularımız yüzünden sık sık ziyaret edilirdi… === Bir başka heyecan zerk ederdi bize mektuplu yaşamlar Cefakar bir postacı tarafından uzatılan bir mektubu Titrek ellerimizle acele acele açmaya koyulduğumuz anlar Zarf içinden esebilecek rüzgara göre, Tavan yapardı içimiz de ki duygular !… === Harika yıllardı o mektuplu yıllar doğrusu ! Hele mektuplardan sızan sıcacık bir yar kokusu Uzaklarda ki sevgilinin o tertemiz soluğunu, Gözenek gözenek varlığımız her zerresin de Gezdirip dururdu !…... ( İKİNCİ BÖLÜM ) Sevdiklerinizden eğer mektupsuz uzaktaysanız Anlayınız ki siz yaşamaktan da uzaktasınız Bir sevgili sevdiğine atfen içi iltifat dolu Sevgi sözcüklerinden zarfın içine bir kaç satır koydu mu Daha iyi anlaşılır bulunduğunuz uzak ufuklardan Böylesi iltifatların yaşamınız için ne kadar elzem olduğu… +++ Beklemediğiniz bir mektup Sevdiğinizden uzaktayken pır pır ederken avuçlarınız da En müzmin bir hastalığınızın hüznü bile o kadar koymaz bir insana Pembe zarfın içinde elinize bir mektup uzatılır uzatılmaz Hiç ihtiyaç duymazsınız siz o an başka bir şifa aracına Hatta her hangi bir doktorun herhangi bir reçete yazısına da…. +++ Her türlü şifanın ayak sesleri olur size O mektupta yazılan her sihirli cümle Yeter ki sevdiğiniz olsun Yazıyla da olsa pembe sayfalar içinde gelen sizin ziyaretinize. Mutluluk bulaştırır bir sevgilinin sitemleri dahi yüreğinize Lakin yakın eder mektuplar uzakları hep seven yüreklere !... +++ Sırsallı sevgilerle sıvalı olur aşk mektuplarının dört bir yanı Ayrıca o tür mektuplar çoğu aşkların üç bulutlu aynası Hem de kara kutusu’dur öylesi mektuplar sevenlerin açıkçası Şirin gösterebilir çaresiz yüreğe hatta olası bir intiharı Şahlanırken gelen satırlar da Karşılıksız bir aşkın o sözsel ölüm kasırgası !!!... +++ Asri zamanlara yenik düşen pembe mektuplu yıllara rastlayanlar Gün gelecek nostalji ateşiyle yanıp tutuşacaklar ! Sonun da dev cüsseli ve olanca ruhsuzlukta olan bir zaman zili, Hiç durmaksızın avaz avaz gizli bir çan gibi çalmaya başlar... +++ BU DEMEKTİR Kİ; MEKTUPLA BÜYÜYÜP MEKTUPLA SEVEN İNSANLAR, ÖYLE BİR DÖNEMİN PAYDOS OLDUĞUNU ANLAYACAKLAR GERİ GELMEYİNCE BİZİM O PEMBE MEKTUPLU YILLAR !.... x x İSMAİL HAKKI GÜRCANOK ====İST . / ŞİLE / AĞVA==== |