17
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
2992
Okunma
Ey aşk.
Hak mezhebisin, beni kendinden ayrı düşünme
Ruha tutulan sen olmasan
Canla sevgiyi dileyen kalp olmazdı
Hem tatlı bir içkisin, hem de zehir.
Ayrılık üzüntüsü yeter
Gönlümü bir bahçe, o bahçede bir gülü bahar ederim
Seninle sarhoş, sevginle hoşum
Ben ebedi bir gül güzelliği için
İdris olup göğe çıkarım
Sana çıkacaksa yolum, Yusuf olup kuyuya düşerim
Yanmaksa kaderim İbrahim olup ateşe atılırım
Deva olacaksa elin eyyüp olup yaralar içinde beklerim
Acıdan yılmam
İsa eyleyip çarmıha ger
Yolumdan dönmem
Yusuf gibi zindanında yer ver
Ey yar, yerin bu yürek değilse neresidir
Gönül gerdeğinde aşkla yalnız kalmaktan hoş musun?
Mademki ruhun topraktan olan bedenime gelmez
Bende göğe çıkar orda seni seçerim
Ruhum benden koptuktan sonra
Sana can ve başımı vermeye geldim.
Madem sevilendir nazla yürüyen
Olunca aşk böyle olsun
Madem sevenler ona hayran
Severken de büyük olsun
Her halimle seninle doluyum, her emrine amade
Her gönülde gizli olan sen
Bütün yüzlerde görünen sen
Her yüz sana bir aynadır
Her aynada gördüğüm sen
Sen içimdeki acıların eğlencesi
Sevgi dile gelmez, şiirle tabiri olmaz
Güzelliği perde olup, evliyasının kalbine çekilmiş
Gel gönlümde salında, bu gönül kapansın
Sen bir çiçekken gönülsüz bir bahçede
Ben toprak içinde tozları istemem.
Aşk ateşiyle yanda, cehennemden emin ol
Aşkla nefes alda, cennettin varlığını gör
Varlığın elimde tuttuğum kadeh gibidir
Hem sarhoş eder, hem de beni hoş edersin
Söyle bana cennet misin, cehennem misin
Aşk sırrının dokusunu bilseydin
Sığınırdın gönül evime, kanatlanırdın gökyüzüne
Bu sözümü iyi anla
Bu candan geçersen aşkı kendinde bulursun
Kılıca gücün yetmez, yaralanırsın
Kuyuya sabrın yetmez, zindanında çürürsün
Çarmıhın acısında can durmaz
Derin yarasında kendini vurursun
Zaman gece gibi karanlıklara bürünürken
Beden evinde aşksız hayat olmaz
Gönül vadinin goncaları aşktan mahrum açmaz
Anla kaf dağından anka kuşunun kanadından bir tüy getirdim
Gönül evin başkadır, güneşi ve göğü getirdim
Yıldızlar sayıya gelmez
Yazı, kışı, gece ve gündüzü başka bir dünya getirdim
Gözlerinin güzel rengine ben cenneti getirdim
Yüzünün güzelliğini gel gönlümde izle
Sorma sakın güneş, ay, yıldızlar nerde
Herkes perdelerle kendini arayıp dururken
Sen bana perde çekme
Güzelliğini örtüsüz seyrederken
Gündüz bile sorarım hani güneş nerde
Canım ney gibi kendinden geçti
Aşkın nefesiyle üflendi uçtu gitti
Sesimi duymadın
Gönlüm kendinden geçti gitti
Dünyaya bakmak neyine gerek
Gönlümde bir yolculuğa çık ta
Dünya zindanı neyine gerek
Düğümler gonca misali açılırken
Aşk ile gülüşüne cennet gerek
5.0
100% (32)