Devlerin aşkıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Mizah ciddi iştir şakaya gelmez..
Optimist bir sevdaydı bizimki Belki biraz felsefik belki biraz teorik ama hep kırılgan Algılarımız sapına kadar pozitifti Duygularımızsa bir o kadar anaç ve doğurgan Durağanlık bize göre değildi Kah zirvede kah diplerde seyirdeydik At’ı alan Üsküdar’a angaje Biz dudaksız öpüşmeler derdindeydik Devasa sorunlarla boğuşuyorduk Felek bir o yandan vuruyordu sümsüğü bir bu yandan Düşünüp düşünüp bir türlü cevap bulamıyorduk Tavuk mu yumurtadan çıkar yoksa yumurta mı tavuktan Tek kişilik bedenlerde iki kişi yaşıyorduk Kimyasal tepkimelerle ayrışıyorduk durmadan Kosla veniş oksinin bir kumaştan refüze ettiği marmelat lekesi kadar bile acı duymuyorduk Zihinsel temalı endirek kopuşlardan Her şeyi gördüğümüzü bildiğimizi zannediyorduk Sen kozmik evrendeki füzyonların çekiciliğinden dem vuruyordun Ben Ribonükleikasit’in arsız yoğunluğundan Varoluşun kitabını hiç müsfettesiz yazabilirdik Heyhat Oysa yeni doğmuş bir bebek kadar habersizdik Mangala atılmış köftenin cız bız ederken aldığı o tarifsiz hazdan Ne zaman kavga etsek sevişiyorduk Öfkeden deliye dönmüş bufalolar geçiyordu yatağımızdan Terleyip toksinleri atmanın strese iyi geldiğini biliyorduk Ama pomfrit’in ketçapla buluşması kadar bile zevk almıyorduk bu durumdan Bilinçaltımızın Elm sokaklarında kaybolmuştuk Binom açılımının içtimai hayattaki anlamsızlığını ve yetersizliğini sorguluyorduk Git gide uzaklaşıyorduk içgüdüsel davranışlardan Sanki intikam alıyorduk bizi aldatan duyargalarımızdan Nereden bilebilirdik ki Engin denizlerde özgür ve mağrur dolaşan bir balığın sonu Hiç de farklı değilmiş oltanın ucunda asılı duran zavallı bir solucandan Oysa seviyorduk birbirimizi Aşkımız Leyla ile Mecnununki kadar fantastik olmasa da seviyorduk Sadece zoru istiyorduk Saksıda fesleğen yetiştirmek İsim şehir hayvan oynamak Ya da pazarları pikniğe çıkmak sıradan bir işti Hiçbir şey bir kutup ayısını hamama sokup terletmekten daha egzantrik olamazdı Bir hipopotama bungee jumping yaptırmaktan Ya da bir file tanga giydirmekten Dedim ya kolaya kaçamazdık biz zoru seviyorduk Belki de biz bu yüzden romantik havalarda Ve her şeyin normal gittiği bir günün sonunda hiç sevişemiyorduk Of aşkım of Klorakla tuzruhu bile hemhal olduklarında hidroklorikasit’e terfi edeceklerini biliyorlardı da Steril olmayan ortamda bypass yapılmış iki kalp Sittin sene samanlığı seyran edemez biz bilmiyorduk Sıcak ve şehiriçi minübüslerde vazgeçmiştik sahici olmaktan (Ki o vakitlerde araba alacak paramız zaten yok Metro metrobüs akbil kentkart gibi varyasyonlar daha literatürlere geçmemiş) Ve beslenme çantalarımızda boşa harcanmaya müsait gereksiz bir materyaldi zaman Garantili otobüs camlarıymış Van’da kahvaltıymış Ağrı dağına mistik geziymiş Nefret ediyorduk cümle olasılıklardan Biz bizim birbirimizi bir gün gerçekten sevebilmemiz ihtimalini pek sevmiyorduk anlaşılan Ama ne hikmetse gidemiyorduk birbirimizden Bağrışsak da çağrışsak da hatta gırtlak gırtlağa da gelsek gidemiyorduk Sen tutuyordun beni en resesif yanlarımdan Ben bir makas alıyordum dolgun yanaklarından Hoop o dakka yelkenlerimiz yerle yeksan Obsesif atraksiyonlarımız da vardı arasıra yalan değil Kafaya taktık mı eğer bir köpekbalığına havlamayı öğretebilirdik Kolay mı sevdiceğim Biz dünyada Şemsipaşa pasajında sesi büzüşesiceler’i Aynı anda ve hatasız söyleyebilen tek çifttik Ah ahh Birlikte ağzımız yana yana yediğimiz adanalar Birerbuçuk kıymalı yumurtalı pideler Tereyağlı iskenderler beytiler cartlaklar Söğüşler kokoreçler midyeler Senin bayıldığın ama benim gördüğümde bile midemi bulandıran İçinde bir tek beyaz tutkalla cam çivisi olmayan kumpirler Ardı sıra gelen künefe ve/veya kaymaklı kadayifler Ve illaki sahilde denize karşı demli çayla yaptığımız finaller Acı tatlı ne varsa hepsi hazinemdir (Hazine demişken sayende cüzdan tam takır kredi kartlarına borç ayyuka çıktı bi el atarsın artık) İş bu sebeple Derhal kendimizi çimdikleyip uyanmalıyız içinde debelendiğimiz rüyadan Sen lekesiz ak yoğurt ben turfanda hıyar Olsa olsa anca cacık olurdu zaten bu sevdadan Onu bile beceremezdik gerçi ya Suyu tuzu kabı kaçağı bulduk diyelim Bu kez de sızım sızım sızlanacaktık sarımsaksızlıktan Aslında bütün suç zalım Eros’undu Ne zaman yanak yanağa versek Karşımıza geçip iztihzayla karışık limbüs kümülüs hareketler yapıyordu Eros bu işte bildiğin Erospu Akıl kirişte göz oynaşta Her defasında kalbimizi ıskalayıp okları kıçımıza başımıza saplıyordu Sözün özü bayırgülüm Gelinciğim mor sümbülüm Mütemadiyen yoğursak hatta üç-beş ay dinlenmeye bıraksak Yine de maya tutmaz artık hamurumuz Gel yol yakınken biz bu işten vazgeçek Bor’u geçip çoktan Niğde’ye varmıştır bizim yorgun eşek İyisi mi saygı duyaraktan bu efsanevi geçmişe Bir güzel sarılıp öpüşüp koklaşıp Helalleşek. Copright by İzmirim.Çalan çırpan haindir kalleştir kurşunlara gelmesi an meselesidir. |