ÖlçüŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Değerli abilerim Veysel KOŞAR ve (Şiirlerin Ziyası) Mehmet Ziya DİNÇ’in vesile oldukları ilham ile yazılmıştır.
Rabb’im her iki büyüğümden de razı olsun. Ölçülmez ıskâtla sözün değeri İki dudak otuz iki diş ile Helâl sözle vursak söze eğeri Aşılmaz dağ kalmaz bu gidiş ile Şâir vardır her saç telinde ilhâm Şâir vardır anlam içinde anlam Şâir vardır adam gibi bir adam Gönlü hep dost arar bir tek baş ile Şiir vardır sevindirir şeytânı Şiir vardır boğar geçer imânı Şiir vardır bulur dertli insânı Şiir vardır batmaz hiç güneş ile Söz ki hakka halel getirse harâm Söz ki nefse celâl getirse harâm Söz ki öze melâl getirse harâm Günâhın tövbesi gözde yaş ile Selâmdır bilene ol Kâlu-Belâ Selâmdır fısıldar gerçeği kula Selâmdır dönüşmez bulanık sele Selâm ki riyâsız içi dış ile Yollar vardır yön seçtiren yönsüze Yollar vardır çile olur dinsize Yollar vardır yolcu taşır sonsuza Yorulanda sabır çatlar taş ile Hayret ki kendimi kaybettim hayret Hayret ki ey Cibril dilimi guslet Hayret ki bilene bir olur kesret Ârifler boş atıp tutmaz boş ile Desem insân olmaz yüreği katı Desem hayvân bilmez ince san’atı Desem lisân olsun bir hatt san’atı Mecâz ince iplik bin nakış ile (... . . . ...) Türk’ün milli nazmı coşkumuz hece Dupduru tertemiz aşkımız hece Türlü çeşit renk renk meşkimiz hece Her bakan göremez bir bakış ile Manidir maniyi maniye yakar Manidir yıldızlar mezardan bakar Manidir hem güler hem şimşek çakar Yârim ezân okur günde beş ile Türküdür gönlümde vatan toprağı Türküdür gövdesi dalı yaprağı Türküdür titretir gözü kirpiği Analar bilirim ağlar kuş ile Destânlar dağları düz eder bize Destânlar yiğitten söz eder bize Destânlar baharı güz eder bize Destânlar söyleriz kara kış ile Varsağı Allah’ın kuludur bre Varsağı delidir doludur bre Varsağı alınmaz kaledir bre Ersen meydâna gel sohbet hoş ile Güzelleme yazdık tüzel olana Güzelleme huyu güzel olana Güzelleme bize özel olana Gördük özge gülü gerçek düş ile Taşlama ki yılan sokar koynuna Taşlama ki kan sıçratır beynine Taşlama ki yağlı urgan boynuna Taht devirir oha ile cüş ile Koçaklama toz kaldırır meydânda Koçaklama bam telidir beyânda Koçaklama anlı şanlı cihânda Gümbür gümbür gök gürülder coş ile İlâhi mir’âcta kılınmış namaz İlâhi mizânda neyler beynamaz İlâhi dünyayı hiç umursamaz Cenneti seyreyler bir derviş ile Nefes bize Muhammedî bir huzur Nefes bize dört dost gül-i gül-i zâr Hasan Hüseyin’den ikram yadigâr Müslimân gönlünde kor ateş ile Nutuk çeker şeyhler molla dervişe Nutuk “illâ edep” söyler kardeşe Nutuk benzer duman tütmez güneşe Yık kibrini garip doyur aş ile Devriye eyleriz bezm-i eleste Devriye devrânı döner aheste Devriye tefekkür bize berceste Hikmeti çözersin arkadaş ile Dünyevî arıydım bir bala döndüm Derya iken şaştım bir sala döndüm Atlasımı yırttım bir çula döndüm Sözüm haktır işim olmaz keş ile |