ZormuşHayat mı tozpembe gözler mi güzel Dört mevsimi anda yaşamak zormuş Bir öyle bir böyle kendine özel Olanı ihlâsla taşımak zormuş Ne arife kalmış ne de alime Nakşetmiş gelinler birçok kilime Mezar taşlarında aynı kelime Aşığı kendinden boşamak zormuş Gelmez dile demek yiğitlik değil Yürek korkusundan sus pus ol eğil Dua ve beddua düşün dur boğul Kabuksuz yarayı kaşımak zormuş Mecbursun kendine ele ümmete Babaya anaya birkaç millete Aynalar da düşer birgün zillete Cam gibi dağılıp ışımak zormuş Kime göre yüksek görece alçak Pas tutmaz çiviyi tut çiviye çak İblisi yontar mı put kırmış nacak Yükseldiğin yerde üşümek zormuş İç karanlığına güneş erişmez Başka bir şey lazım solmaz buruşmaz Kördüğüm aslında ama karışmaz Saf olanı akla döşemek zormuş Dünyevi sonunda erse kemale Devri daim eyler aşkı zevale Bir ömür Rabbini aşkından bile Kıskanıp baş başa yaşamak zormuş |