katl-i vacip şiir
Yolun sonuna geldim
Ayaklarım çıplak, zihnim boş, dipsizim. Mütemadiyen düşüyorum, Zaman düşüyor Mekan düşüyor Aklım zat’en düş. Ben ’ben’ i bırakıyorum bir cami avlusuna Onca yüzyıl geçmiş soruyorsun Ne oldun diye Evet yanmışım Evet kavrulmuşum Evet gayb olmuşum bir çift gözbebeğinin sisli zemherinde Bir damla su Bir dem koku Bir derin nefes Istediğim sadece bu Tanımlama beni Tamamla Gideceksen, gelme bir daha ! Dikenli tellerle örülü katran karası ruhlar gördüm En çok da pimi çekilmiş düşlerin kurbanı oldum ben Yolun nereye varacağını bilmeyenin yolculuğu ne renktir? Kaç ömür hakikate gebedir.. Cenin, tenindir oysa düştüğünde rahminden kara gözlerimin Dön şimdi geriye Başladığın yerden işle tekrar düşleri Aldırma aklın taktığı çelmelere Ben ki, aklı terkedeli çok oldu. Sırf yüreğim şimdi Bu yüzden kural tutmazlığım Bu yüzden kayıtsızlığım Arama sakın beni vesvesenin keşmekeşinde Keşkenin şeytani nefesinde Viranelerimde saklı hüzün hazinelerim ki Onlardır tahliye belgelerim Yüksel şimdi yeniden Ayaklarını basarak omuz başlarıma Güneşe değerse başın eğil serinlet şimdi Kendini göz pınarımda Korkma, Sen yanma diye ağlarım ben usulca Sana masal pişirdim Uykudan önce Bir tutam sema kopardım maviden Bir parça mazi ve rahmanın nefesi Gözlerimin hüznünü kattım kararınca Çokca çırptım ellerini ateşin Ve toprağa buladım Ömrüm pişti lütfen Soğutmadan ye Her ömür mekana ve zamana düşen bir nefestir, Sana tükenen. Şehidallahu Zamanın sonu, mekanın merkezi.. bi iznihi.. Nil |
:) muhteşem.
"Yüksel şimdi yeniden
Ayaklarını basarak omuz başlarıma
Güneşe değerse başın eğil serinlet şimdi"
şiiirine katl-i vacip derken, insanların duygularını mı ifade ediyordun? Gerçekten katli vacip do dan başlayım si ye inmek gibiydi. sonra başka oktavlarda tekrar tekrar aynısını yapmak, tekrar tekrar bir haykırış hissettim şiirden. Anlasana artık daha kaç kez kaç sesle anlatacağım der gibiydi. Sen nasıl anlama bürüdün bilmiyorum ama bu aşk şiiri idiyse ki ben öyle hissettim en beğendiklerimden oldu. Tebrik ederim.