Yasak SevdamŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir dostumdan, kırlangıçlar gönderen adama armağanımdır! (Bu şiir, ısmarlama tek şiirimdir)!
Dargınlık yaşayan bir arkadaş durumu bana anlattı ve bir şiir yazmamı istedi. 38 derece ateşle yatarken bu şiiri yazdım ve gönderdim. O arkadaş da şiiri, sevdiği adama gönderdi. Şiir aralarının düzelmesini sağladı ama bir kaç ay sonra tekrar ayrıldılar.
sevdan akar geceme
usulca, incecik, bir sır gibi, gizliden, içrek beklenmedik, kendiliğinden sevdan başım üstüne! ne sesin var, ne nefesin sen nerdesin? hedef mi yanlış eros mu acemi sen mi zalimsin? mitolojiden masallardan, cehennemden çıkıp gelir aşk değil, acı getirir kör nişancı eros, acemi çocuk! oyun oynamak ister düşünmeden gerer yayını; duygular yaralı, düşler paramparça yürek ezik, canımı yakar yanlış hedefteki yanlış ok müjdeli bir haber verir gibi sunar bana; aşkın yakıcı, en acı payını... acımı kendime saklarım, ortak aramam yalnız beni yakar bu sır ne sana, ne bana, kimselere diyemem aklım yanar, beynim tutuşur, yüreğim kanar söz dinletemem kemirir yüreğimi anarşist duygular ne kimseyle paylaşırım, ne de vazgeçerim aşkından yasak tanımaz isyan sevdam! yine sesin yok yine gün ışıdı yine sensizim sabaha beş var! başımda ağrı, yürekte yara yine gece zifir, yine içim kara sensizliği yaşarım sabaha kadar! uykusuzluktan değil başağrılarım yüreğimin ateşidir başıma vuran sen karanlık, gece duvar gözüm görmez, elim yetmez evet evet sensin ulaşılmaz yıldız, o aşılmaz dağ karanlık içinde karşımda duran! çığlıklar tutuşur yürek yangınımda gece uzun, gece bana dar aahhh! ay bile yok ne oluyorsa ay’sız gecelerde oluyor en çok! karanlıkta aşk yanar sevdan yakar sözcükleri düğüm olur dilimde buz tutar yeniden aşk tutuşur eksik hecelerde... içimdeki sessiz çığlığın sahibi yok avaz avazım, duyan yok haykırışımı karşı ses yok feryadıma. dilin ağır yaralı usturayla kesilmiş gibi sesin. yüreğimden ellerimden gözlerimden uzak, kayıpsın gizli sevdam şimdi nerdesin? benden sıcak biri mi dokundu aşka hasret üşümüş yüreğine kimdi dokunan? bu fikir delirtir beni susarım söyleyemem, soramam sana, yoksun! yerim kendi kendimi susmalıyım yine, içim yanarak... çok acılar yaşadım hiç bir acı yakmamıştı yokluğunun acısı kadar yüreğimin yarasına, yokluğunun karasına kimsesiz aşklara adanmış öksüz şiirler yazıyorum artık. coşkusunu yitirmiş, kimsesiz gecelerim gibi gecemden kara, kapkara şimdi sensiz kalan her şiirim... yeniden yeniden susmalıyım içim kanayarak, çığlık çığlığa... çığlığım boğmalı içimdeki gizi kimse bilmemeli ne sen, ne ben, ne de başkaları paylaşmamalı... sensizlikle boğuşmalı, acılarla savaşmalı kendi kendime yetmeli. ya kaderi yenmeliyim ya da namazsız gitmeli... sadece yüreğim kanamalı ondan başka herkes gülmeli mutlu olmalı herkes şen-şakrak yaşamalı kimse görmemeli, bilmemeli hiç kimse onulmaz bir dertle kara yasa girmeli kanlı gözyaşlarımda sakladığım kendi kendine kanamalı mateminde gizli sevdam! hüzünler kaplamış sisli gözlerin çocuksu gülüşlere yurt kurmuş müjde sevinci bakışların durup dururken deniz gibi durgun mavi gözlerin düşüyor usuma sesini ver bana, ne olur susma gökyüzü gözlerin, güvercin kanadı ak ellerin düşer yadıma uzak ve soğuk uyuyamam..! sevdalar yaşadım herbiri yarım kanattı yüreğimi, acıttı çoğu bilinmez karanlıkta paramparça oldum. aştım denizleri, tünel tünel deldim dağı ne gül yaprağı ellerin; nazlı, titrek ne sesin var, ne gül tenin, ne kendin yokuşa inişe vurdum kendimi dilim dilim parçalandım yokluğunda, bulamadım ne sesini, ne seni gecenin içinde öyle yitik, öyle soğuk durma... sen kayıpsın, ben bende değilim darmadağın, perişanım yine alev alev yanıyor alnım son bir çaba, son çırpınış karanlıkta koşaradım, kan-ter içindeyim yetişemem yeni güne... böyle parçalanmışlığımı sorma; sorma yüreğimin ezikliğini, başımın derdi sığmaz sözcüklere anlatamam, işte öyle çok, öyle derin! bir haber çıkmadı sesinden bir hece bile yok balım dilinden ses olup bana akacak senden su bile yok benim için çarem nerde? kime gitsem, nasıl arasam, ne etsem? neye sarılsam bilmem! böyle sessiz, böyle sensiz, böyle çaresiz... kendi yangınımda yanarım alışmalıyım yanmalara, alışmalıyım böyle gecelere hazırlamalıyım kendimi alıştırmalıyım yokluğuna... ölüm en güzeli belki ama ne kadar gecikir? gün ışır, uyumamış, yarı ölmüş uykusuz, soluk beniz kül rengi yüzümle her sabah yeniden doğarım küllerimden gri günlerim, kan rengi gözlerimle yine acılı, yine sancılı yeni bir güne... derin bir offfla biter yürek yangınım böyle kaç gece daha dayanır bu yürek? adım adım yeryüzünü tarasam bulutlara çıkıp gezsem arşı sorsam seni, arasam diyar diyar, çarşı çarşı... ölürüm yar ölürüm tekrar tekrar ölürüm sessizliklerde sabaha karşı... Cumali Cumalioğlu 19.09.2008-12.05 |
Kutluyorum kalemi Cumali şair.