seçkin dedeefendim; hoş geldiniz hoş görünüz şimdi size başka bir “dede” den bahsedeceğim öyle ay dede falan da değil “ben de dedeler boldur” diyeceğim “Kör Şahin”i bilenler bilir çocukları sevdiğim kadar severim onları anlamaya çalışırım çocukluklarını düşe kalka yaşanmışlıklarına girerim… neyse efendim “seçki/n” dede; tabi ki yine lakabı dede bizim oralarda lakap takmayı çok severlerdi eskiden bilmem gezginliğimden bilmem başka bir halden kimisi abdal, kimisi başka şey derdi şimdiki zamanda “abdala malum olur”u “aptala malum olur” yaptıkları gibi demişler ki çok önceden “kem söz, sahibinin gönlünden”… bağlayalım efendim “seçki/n” dedeye gelelim bizim seçki/n dedenin bir arsası vardı küçücük içi dolu turşucuk ırgatlarını yatırırdı yandaki ahşap evinde arsası yol olmuştu gelene geçene kısayol, kestirme gibi bir şey işte ağabeyler, ablalar tören mangası gibi akıp giderlerdi kestirmeden ben ve arkadaşlarım pırıl pırıl şiir gibi çocuklardık o vakit arada bir misket oynardık arsasında seçki/n dedem çocukları çok severdi! /aklı sıra! ne zaman bizi arsasında oynarken görse alırdı kazmayı eline vururdu arsanın beline beline sanki “ekin” ekecek mübarek derdi acı çektirmek, bizim gibi veletlere “yok öyle olmaz böyle olur” oldu biz de öyle olacağız, biliriz… gün döndü, harman oldu zembereği attı bir gün onunda saati dağıldı, “rahmet” olsun yine de şimdi bizi oynatmadığı /bir avuç toprağın sinesinde… efendim bu da kıssadan hisse biz payımıza düşeni aldık kalanıysa canım erenlere… Hidayet DAL ***Efendim; rahmetli olmuşun arkasından bir şey söylenmez; burda amaç kıssadan hisse çıkarmaktır… Dualarımız yine onunla ve o “kıssadan hissede” yer almakta görevini yapmıştır… Ruhu şad olsun, bizde kalan iyi hatırasıdır…***Hidayet DAL |