güneşte ki yankı
adım adım gezinip
sessiz sedası günün o ilk sıcak demini pencereye vurmuş yine gökyüzünün aydınlık kahramanı kolların da ki mavi düşe iliştirip de kuşun kanadını sarıp sarmalamış kent bulvarlarını bir çocuğun geceden kalma çarıksız ayaklarını doğrultup ısıttığı sıcağı olmuşdun her derdine deva olmasan da o ufacık ayakların en güzel yorganıydın oysa her bakışın içinde farklı dert vardı senle beraber beklenen onca şeyin içinde belki de en mühim olan sevdaydı eksik yazılanın gölge oyunu oynanırken yeryüzünün yalnızlık mahşerinde akrep ve yelkovan ayrı ayrı iliklerdi anı ama sen aynı sıcağın hüznünü vururdun koyunlarına ve eski bir sevdalı da okumuştum seni, ilk defa yar yolunu senin gölgende bekleyişini o geldikçe gölgesinin kavuşmaya sevincini mutluluğa ilişik geleceğin günler içindi belki mürekkep kuruttuğun o ikindilerde ılık rüzgara emanet bıraktığın ufkundan o aşık gibi bekleyen biriyim bende gecenin hasret neşteriyle kanattığı gönlümde söylesene gökyüzünün aydınlık kahramanı aynı sese alıştırdığın adımlarında gelişinin sıcak koynunda yar kokusuyla gelebilir misin kalan nefeslerin yoksunluğuna bahar diye açabilir misin ? |