hiç izinsiz kokladınız mı?
Sandviçin arasına giriyor
cızırtılı müzik yeşil önlük ıslak kafedeki garson kızın belinde. Kadavranın meme ucu böceğin ağzında hergele en lezzetli yeri götürüyor ve ben kafede oturmuş bacak sergileyen iki kıza bakıyorum bugün keyifler yerinde anlaşılan 20 numara zımpara dil tarafından yalanmış gibi gülümsüyorlar. Çürüme dalında başlıyor ve düşerken ve yerde ve doğumdan çürük… Hapishane hücresinde oturuyorsan suçlu ya da suçsuz ne farkeder? Ah biraz yakından görebilseydim o parlak bacakları yanlarına gidip koklamak geliyor içimden ve bunun için hapis yatabilirim izinsiz bacak koklama suçundan! Hiç izinsiz kokladınız mı? Kafede bir Matisse tablosu içinde dönüyoruz gözlerimin tatlısından sunayım size. Çıplak uzanmış kadına yaklaşmak kadar başka ne heyecan verir erkeğe! Çingeneler nerede? Karanfil nerede? Donuk orkideler dolaşıyor sokakta. Kafede işsizliği unutmak için bir kadeh içki ya da bir sandviç yemek bu kadar zor mu? Elleri büyük kızlar servis yapmaz size burada işe almadan önce ellerine bakarlar kızların iştah kapatmıycak minik ellere sahip olmalılar ve bazen o ellere tutunmak istersiniz ve ellerinin gerisi gümüş köprü misali dudaklarım yürümeli o köprüde ve tam ortasına gelince atlamalı sonsuza… İzmir değil burası ya da İstanbul Deniz yok burada ya da bir boğaz akıntısı bir kale, dağ manzarası bile yok bu şehrin lanet küçük bir manzarası bile yok! Sadece kadınlarımız var zaten kadınlara düşkünlüğümüz de hep bu sebepten… |