Karanlıkta Islık
kapkaraydı ruhum,
gece trenleri geçiyordu içimden gökte ne bir yıldız ne de ay vardı ben sensiz,sessiz, çaresiz.. el yordamıyla bulurken yolumu çarpa çarpa dizlerim,dirseklerim mosmor Bir ışık aradım ve seni görebildim mi bilmiyorum.. çıktığım sokaklar çukur ve taş sokak lambaları da küs korkuyor muyum,özlüyor muyum bilmiyorum.. bir ayak sesi geliyor derinden sigaramı çıkarıyorum cebimden elliyi dört geçiyor kalbimin tiktakları ölüyor muyum,yaşıyor muyum bilmiyorum. Bilmediklerimin bilinmeyen denkleminde iki noktadan geçen doğruda sandığım yollarda yolcuydum. Soluklandığım yol üzeri konaklarda hancı.. Notre Dam’da kambur,aksak ve sağır zangoç Sefillerde Jan Valjean ve paris düşerken yarası ağır bir komünar Şimdi; kendi yurdumda yalnız,çaresizim.. Fesleğenlere su,kuşlara yem veriyor ...mış gibi yaşıyorum. Islıklar dudaklarımda ’’çav bella’’ yürüyorum ömrümün sonbaharına.. Hasan Karaşahin |
Sefiller de,Jan Valjean
Ve paris düşerken de yaralı bir kominar''
Anadolu dağlarında da korkusuz koçero. Yüreğine ve kalemine sağlık Dostum.