Şimdiki zaman çekimiHiçlikten öte yokluklar vardır.. Eskiden korkmazdık gecelerden Işığın renginden Suyun ahenginden Yıldızların sesinden Bakardık göklere yerin penceresinden Böyle yaprak dökmezdi umutlarımız Sonbahar hiç uğramazdı ki gönlümüze Düşlerimizi emzirirken şefkatli bulutlarımız Yarınlar katık olurdu ekmeğimize Hiç hesapsız dolu dizgin hayata koşardık Ölüm hınçla inatla peşimizden gelmezdi Sonsuz zamanlarda yaşardık biz Kimse istemeden ölmezdi Alnımıza kurşun değil dudaklar değerdi Her çiçek umuttu her çiçek aşktı her çiçek sevgiydi Bırakıp gitti mutluluklarımız Simsiyah kederden elbiseler giyildi Önce çatlamaya durdu vefalı toprak Sonra sırdaş denizler alev alev küllendi Tanımaz oldu yeşili hiç bir yaprak Berrak sular ellerimizde kirlendi Çelikleşti kuş tüyü nazenin bulutlar Yağmurlar yorgun çeşmelere özendi Uysallaştı celalli kızgın yıldırımlar Gökkuşağı karalara bezendi Dağların yıkıldığını gördüm Güneşin karardığını.. Ay ışık diye sabahlara yalvarıyordu Bilmem hangi yıldızdı ağlıyordu Ve boynunu bükmüş bir ırmak Ceylanlardan su dileniyordu Hiçlikten öte yokluklar vardır Öğrenmenin vakti geldi.. |