DAYANABİLİR MİSİN?
her an savaşa hazır asker gibiyim
zamanın kapısını zorlayan o kadar düşman var ki... yorgunluğumun tenimden sızan kokularını gizlemekten yoruldum. her gün bir çukur kazıyorum gözlerimde yavaş yavaş solan renklerimi gömüyorum içine kelimelerim hitaplığını yitirmiş can çekişmeleri inletiyor beynimin her yerini kan sızıyor her gece gecelerimi bölen rüyalarımdan. karabasanlar hazırda bekliyor yastığımda kalan kokunu alacaklar korkuyorum....... ah.. keşke bir atımlık gülüşünü bıraksaydın ya bıraksaydın da cesaretim olsaydı ok gibi fırlardı kirpiklerim o zaman parçalanmazdı böylesine göz kapaklarım ve bu kadar acımazdı kalbim güneş doğarken odama çığlık çığlığa çarpmazdı duvarlara yokluğun. terkedilmiş bir şehir nasıl kokar bilir misin ? üşüsür, üstüne çöker çakallar yalnızlığının boş kalan avuçlarını yalarlar gözlerine yapıştırdığın hayallerini kazımak için çıkmaz sokakların karanlığını beklerler ne tuhaf..... o an, aklıma ilk gelen SEN duyduğum tek şey kokun olur ki SEN.... giderken benden, bu is kokan şehirden korkularını da koymuştun valizine cesaretini de bırakmıştın boş kalan çerçevene. bazen belli belirsiz ayak seslerin geliyor kulaklarıma sana benziyor sanki her adamın gölgesi bakıyorum...öylece bakıyorum yüzlerinden sakallarına akıyor üstüme yıktığın kininin şuçları adı bile /yalan / olan ayrılığın pençeleri ciğerlerime kadar geçiyor SENSE, hala şehrinin sokaklarında damgalıyorsun beni şuçsuzum biliyorsun şimdi öyle bir rüzgar essin istiyorum ki...................... kokumu, ruhumdaki tüm işkencelerinle sana getirse içine de azıcık hasretimi eklese DAYANABİLİR MİSİN Kİ YÜREĞİNDE HİSSETMEYE....!!!! /NergizA/ |