Bahar Kurşunu
’’Sevinin, övünün çocuklar
bugün Yirmi Üç Nisan hep neşeyle doluyor insan..’’ İki yüzlü bayramlarınızdan önceydi Küçücüktüm, çocuktum, umuttum... Uğur getirsin diye yoksulluğumuza Uğur fısıldadı Babam kulağıma Onüç kurşun düştü payıma Babam da yığıldı yanıma.. Namert bir avcı vurmadan önceydi Acıkmıştı, dönseydi yiyecekti makarnasını parça parça topladılar Ceylan’ı.. Kırıp kolunu eline vermeden önceydi İnsanlar yüreklerini kapattı, Cüneyt dövülürken Çevirmediler gözlerini pembe dizilerden. Kanı donan sadece kuşlardı... Pozantı’da mahpus damları yoktu Soğuk ve izbe kuytularda öğrendi çocuklar, zulmün aksanını.. Sibel henüz anadilinin pis ve kötü olduğunu bilmiyordu. Tükürerek kendi dilini, gördü ve hissetti yokluğunu.. Öğrendi çocuklar faşizmi yaşayarak Roboskilerle,roket mermisiyle tanışarak. Ya da kırılırken kolları, okulda, sokakta, mahpusta Öğrendiler, azalarak.. İki yüzlü yirmi üç Nisan’larda ırzına geçilirken çocukların, büyükler sustu Bazı çocuklar makamlarda konuştu Bazı çocuklar kızılcık şerbeti yerine kan kustu... Karanlıkta kalırken çocuklar, ışıl ışıldı kentin caddeleri, vitrinleri. Suratlarına yedikleri tokattan tanıdılar faşizmi Sırtlarına binen postaldan ya da kafalarına inen cop’tan öğrendiler ötekileşmeyi.. Oysa Bir avuç gülüşleri, çalınmadan önceydi, maviliklere yürüyen düşleri.. Şimdi hepimize kutlu olsun ikiyüz/lü/yirmiüçnisan...... hkarasahin |