Yan şimdiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ’’Nasıl vardı elleriniz
Nasıl kanattınız o domur domur Mayıs göğünü Nerelere gizlediniz dal uçlarını Mevsimleri n’ettiniz Yeşili kırmızıyı zambak morunu Yavru kuşun sabah sıcaklığını Nerelere kitlediniz akşam yelini Karanlıklar ey karanlıklar Nasıl oturdunuz bu ellerle sofraya Ekmeği nasıl böldünüz’’
Ölüm ani
Yaşam çulsuz Hayat sırlı bilmece.. Ağır aksak tekamül el yordamı kıra döke Ve git gide büyüyor Dünyanın karnındaki o bitirim kara leke Şimdi geceleri aydınlatan yıldızlar değil Aymazlık durağanlık global armoni Ve Sam amcanın akıllı füzeleri.. Antenler arası yıkım dalga boyu felaket Bir türlü küreselleşemeyen dünyada Sürekli kazanmaya oynuyor birileri Sorgulasam ibrişimli cahillik diyecekler Peki dünya milyar yıldır kare miydi ki? Ey sanık sandalyesindeki hasarlı insan Mahkemesiz suçlusun Ve tarih tutanaklarına çoktan kaydoldu suçun İklimler senden davacıdır Yağmurlar ormanlar dağlar denizler Ve yeşil ve kırmızı senden davacıdır Oysa sünger perdelerin ardından Feryad figan içinde sesleniyordu sana beli bükük dünya Duymadın.. Şimdi vahşet Şimdi zulüm Şimdi ölüm zamanın aynasında Söyle ne bırakacaksın çocuklara Hiçlikten başka? Ayak üstü insan eti Aperatif cenin Yetim gözleri üzerine sofran Süslü kadehlerde içtiğin damıtılmış su değil Klorlu kan Algın puslu sevgin cılız umudun bican Ama sen değil miydin sarp vahalarda Cananını arayan o devasa can? Alevler arasından bak şimdi geleceğe İse dumana boyan Kapkara gir her gece yatağına Ve her sabah küllere uyan Senindi bu emanet.. Göremedin aldığın bir nefesin heybetini Ekmeğin suyun kıymetini bilemedin Şimdi Yan.. |
valla karışmam kodese tıkarlar şair
sen bilirsin ama :)
yürek isyanlarını kutlarım
başarılar şiir yolculuğunda...
selamalr ... uzaklardan..