" Yarın, masalların kaf dağına göm beni "İletilmek üzere postaladım sana pulsuz mektuplarımı Biliyorum, öpeceksin her harfin alnından Gözlerin mahremidir bu aşkın yum şimdi Adressiz gözlerinde sadece kahverengi bir koku Islaklığına yaslandım çıkmaz sokakların Küf tutmuş omuzlarıma kasavet yüklemişken susuşun Ulufesi dağıtılan bu kentin Gecesi intihar beyazı, kuşları simsiyahtı oysa Mezar suratlı kadınlardan ürperen Karanlık delisiydim bütün şizofrenliğimle Beni bir tek yıldızlar umursadı Somurtkan ay ışığına küfrederken sen duymadın Gecenin bir yarısı Hasret kusan kaldırımlarına sıktım kırılmış son kurşunu Sevda niyetine ey kadın ! Hüzünler direnmedi tetik parmağıma Ölüm bile korktu çocuk yüzümden Renksiz bir baharı gölgeleyen Kan lekesi bulutlardan soluklanırdık Yağmur saçlı çocuklar kadar masumduk oysa Oysa, Utangaç çehrelerimizin ardında Boylarımızdan büyük yüreklerimiz vardı Ve oysa, Aşkın derin çizgilerinde masalsı ebabiller kanat çırpardı Severken vurulduğumuz Bu soğuk kent de Kanımız hala sımsıcakken Yüreğimi sen mi taşıyordun ey kadın ? O küçücük ellerin ıslanmış yanağımı avuçluyorken Denizleri kıskandıran dağların yanak alı sen miydin? Kokumu hücrelerinde saklayan Ömürlerce seninim diyen o tılsımlı ses sen miydin? Gözlerinde kurduğun masallara ilmek ilmek kat beni Bugün seninim Yarın, masalların kaf dağına göm beni uytun .......... |