büyücünün kutusu
kelimelerin kurulduğu
bir girdap var içinde kelebeklerin uçuştuğu bir mağara var içimde hiç gün yüzü görmemiş derin göllerin kenarı kadar korkunç ayın düştüğü kraterler ateş böcekleri maviler, pembeler, morlar koklarken bakar gibi sana elimde tılsımlar çocuk bakışlardan ödünç alıp bir daha yerine koymadığım evet ben bir yalancıyım. sadece güzellik değil sırtına yaslandığım omuzları dik bir şeyler var bakışları güzelden de güzel yani çirkinde olabilirdik içinde kelebeklerin uçuştuğu kuş tüyleri, mağaralar yastıklar, kelimeler harman yerleri bir şairin cinneti hıdırellezler ateşten atlamalar yanakların alevden kor haline döndüğü sapanların ucunda benim sallanan özgür kuşları vurmak için kurbağaların öttüğü sisli bir bataklık gecesine konan gri bir balıkçıl dostumdur. sessiz uzun ince boynu nefessiz bırakıyor taktakları leyleklerin sahilden koşup yakalayamadığım gemiler kadar uzak siz beni yakalayamazsınız. hayallerim var benim. ve bazen çıkarıp tırnaklarımı dişlerimi keserim daha da korkunç bir şair olmak için. yazmak yetmiyor içimden kanatlanıp kalkıyor göçmen kuşlar avcılar, göktaşları geceyi biriktirip dalıyorum krater göllerine uykunun dibini vurmak için. çakıltaşları gözleri yakan güneşler karanlığın ordusuyla fetihlere çıkıyorum yine şair cennetlerini 13.04.2013 |