MUSTAFA SOYDAN (akrostij)M ecnun’a Leyla’yı sor, gör ki neler söylüyor; U ğruna sen Mevlâ’nın, Mecnundan ziyâdesin. S evdanın karasını ancak çekenler bilir, T ek tesellin aşkındır, emrine âmâdesin. “A şk başta kılsa karar, akıl ki eder firar;” F âni olduğun Yârin, yolunda piyâdesin… A şıkın hali başka, kul zâhirde gizlidir; S en ki Hakiki Aşkın uğrunda dildâdesin… O ‘nun yolunda ölmek, sonsuz yaşamak demek; Y anan pervane misâl, kendinden azâdesin… D eli olmadan veli olunmaz ki ey “Meftun!” A kılla anlaşılmaz, bir derde üfdadesin! N akş edilmiş gönlüne sevdanın en özeli; A bilik makamında soylu bir Mirzâdesin… B ağlısın muhabbetin en güçlü saf bağıyla İ lla ki Yârim dersin, sen ki meczup zâdesin M uhabbet!.. En güzele, en iyiye, en öze; E y güzel “Soydan” gelen, “Mustafa bin Ahmed”sin… Kadir Çetin 11.04.2013 İzmir Kelimeler: ziyade; çok, daha çok. çoğalma, artma. amade; (bir işi yapmaya) hazır. üftade; 1. düşmüş, düşkün. 2. aşık. Dildade; "Gönül vermiş, âşık." azade; başıboş, özgür, hür, erkin, serbest. meftun; tutkun, gönül vermiş, vurulmuş. |