kardeşlikiki ele benzemeliyiz baş parmağı başın tıpkısı serçe serçeye ikiz ne kadar farklıysa parmak izimiz yüzümüz o kadar rengârenk o kadar benzer özümüz iki ele benzemeliyiz iki el, iki benzer kolda aynı gövdeden uzar doğruca kocaman bir kucağa biri kırılsa askısıdır birisi biri sürterken birini ezdiği kendi kiridir iki ele benzemeliyiz aklı yek-ortak çıkarı yek koy fikri başka olsun yolu aynı aşka nasılsa hem bir el birine kalkmaz hem bir el birine ‘kalkan’ elin ele vurması alkıştır serçenin boynu bükülse işaret kıyama kalkmıştır merhabası bir nehir kaynatır iki koldan iki suyun karıştığı tokalaşmak gibidir vedası kopsa-koparılsa biri acısı aşılanır ilaç diye öbürüne yumruklar yumulmadıkça dolar avcumuza bin birinin ateş yüreği her göz bir yüze hediyedir karşıdan da görsün diye yüz yüze ayna kusuru küçültücü büyütücü sevgiye iki el ki almaya hassas vermeye tartısız avucuna dünya sığan ve düşürmeyen ayakucuna ... şimdi kurdalagon’lar* şimdi kawa’lar gelsin yanlarında haddehane silahları gömmek için ömer faruk hatipoğlu (ateşi utandıran yangın, s.109-111 , 2006) *kurdalagon: kafkas türk destanı “nart”ta adı geçen demirci |
Düşünceler içinde Okudum...