2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1845
Okunma

Zamanın sihirli esansı sevda kokuyor
Kömür kokulu sokaklar duruyor mu kasabamda
İçime çeksem yakacak’mış gibi kirli hatıralar
Sokak kedileri hala köşedeki fukaranın tabağını mı yalamakta
Yoksa yılar mı bizi harcamakta pul pul
Zamanın sihirli esansı gizem kokuyor
Tükenen yılların hüzün gözyaşları
Ve yüreğimizde siyah beyaz resimler
Kırk yama sevda buseleri
Sahi tahta kapıya yazdığımız sevda sözleri hala duruyor mu köyümüzde
Yoksa onlara biz gibi firarda mı koca şehirlerde
Zamanın sihirli esansı masumiyet kokuyor
Etekleri zilli zarife geçmekte anılarımdan
Bir elinde fotoroman bir elinde yüreğim
Ağır ağır geçmekte gri buluta sinen gözleri
Mavi mavi öpmekte düşlerimden
Ve ben bin dokuz yüz almışlara uyanmakta’tayım
Sahi siz haliçte balık tutunuz mu hiç?
Ben oltamı zarife’nin yüreğine salladım
Vira vira aşk ve erguvan düşlere uyanmak yeniden
Zamanın sihirli esansı küllenen ömrüm kokuyor
Yanık sesli destancılar geçmekte mi?
Üç kuruşa satılık nane şekeri anılarım nerede?
Ve hatıralarım kaynana şekeri tadında….
Ruhumda gezinmekte
Çocukluğumun pamuk şekeri masalları burada
gecenin sessizliğine karışır
Yazlık sinemalardan yayılan belgin doruk replikleri
Sahi ! siz hiç gittiniz mi?
Elimde çamlıca gazozu
yüreğimde zarife’min aşkı
ben yedi yirmi dört
anıların sokağında nöbetteyim
ya siz???
mahmudiye düzkaya
5.0
100% (6)