ütopyadan karmaşık desenler....
dışarda çok eski çağlardan kalma bir yağmur yağıyor,
pencereme her dokunuşunda, içerden bıraktığı buğuda resmediyor yüzünü. bozguna uğradığım şu yaslı günün tutuklusuyum, dokun ellerinle yanaklarımdaki işgal altındaki ülkeye, alkolsüz güzel bir sarhoşluğun, o kendinden geçişteki karabasan hecelerdeyim, gözlerinle ısıt,her yalnızlığımdaki ayazları, dışarda çok eski çağlardan kalma bir yağmur yağıyor, ıslak bir suskunluk dudaklarımda, ve çarmığa gerilen isayla sohbette nemli duvarlar. uyusam diyorum,uyusamki,vaktin ölüm sözcüklerinden şiirler ezberlesem, mısralar döksem yağmur yerine bulutlardan sevgin üzerine, gözkapaklarım sımsıkı saklarken gözbebeklerimi, kapı açılsa ve kırmızı bir entari içinde, saçlarında kelebekler, dudağının ucunda bahar, gözlerinde toprak rengi, ve elinde pamuk şekerinden hayallerle girsen düşlerime, kapıyı kapatma ama, dışardan çocuk sesleri, ve kadın gülüşleri gelmeli, dışarda çok eski çağlardan kalma bir yağmur yağıyor, bekliyorum seni,seni beklemenin o muhteşem tadındayım, karmaşık bir düzenekli bombayım aslında, mevsimlerin tek tek vurulduğu bir avın lanetindeyim, ve şimdi yolcular kış beyazı bir limanda, sarhoş balıkçıların dargın ömründe yol alıyor, güvertelerde martıların yüzyıllık ütopyaları, kıyıda insan manzarası, sonbaharındaki bir ihtiyarın unutulmuşluktaki ütopyası ve sevginin ütopyadan aşk resitali, bir bebeğin memedeki insan oluşunun ütopyası, korkunun ömrüne vereceği birşey kalmaz, artık ütopyadır adın, ve soluk aldığın varoluışun kanıtıdır geride kalan.... |
Çok güzeldi anlatımdı, severek okudum yüreğin kalemin daim olsun
Saygılar