Yel Yepelek Bir Zaman
Bir tayın yelesine değip geçerken rüzgâr.
Yeşil çay bahçeleri nakış olur hayale. Hangi peri nefesi çaydanlığı yakan har. Billur rüya mı görür çay saati nihale? Çayın rengi albeni esrarı bilinmeyen. Camı mesrur ediyor ışıl ışıl gülüşü. Zamanda nakış nakış sureti silinmeyen. Hayra yorar dudaklar gördüğü sırlı düşü. Evvel zaman içinde mişli geçmiş gül misal. Turnalar kanat süzer işler hasreti göğe. Herkes dinlesin diye buğulu çayda masal. Deniz türkü söylüyor kepezi döğe döğe. Çay sükutla sükunun harman olduğu iksir. Meserret pınarları sessiz çağlar özünde. Dudakta çayın teni haz makamında tefsir. Uyku tütsüsü buğu dem çaydanlık gözünde. Çiy düşen yaprakların hayali gün ışığı. Karadeniz üstüne bulutlar keleplenir. Çay ikliminde aşkın ipektir sarmaşığı. Yüreğe bir cerenin gamzeleri elenir. Ankara, 25.03.2013 İ.K |
Sizin şiirlerinizi okumaktan bir ritim peyda oldu dilde , serbest yazarken zorlanmaya başladım..
Bu ne tutkudur çaya ve bitmeyen bir kaynak... Ankaradan böyleyse Karadenizde olsaydınız nasıl olurdu acaba...
semaver kıskandırdı ..
Kısacası yine güzeldi...