Kahverengi İle Mavi
Geçmişle yoğrulmuş hamur kokan bir
kitabın doğasında saklı bir kaç yapraktan biri bu sonbahar Ellerime yığınla bırakılmış hakmı Yıllar anlaşmış gibi Nasılda bi kaç aya sığdırmış yorgunluğunu, yükünü. Bu şehre ne demeli? Ne yapmalı şimdi? Avuçlarımdaki yığınla şu yüksek binalardan yeni bi masalamı atlamalı Kahramanların, karakterlerin, bu kez tek vücutta anonim olmadığı... Sonsuzdan gelen kahverengi çizgileri takip ettim rafların arasında Bugüne götürdüler beni öncesi ve daha öncesine Genzimi tıkayan koyu bir kıvamdı, toz ve gül kurusuyla karışmış Başucumda, yaşımla eş, aynı renkte cizgilere bürünmüş kafein... Penceremle yağmur arası bekleyen, kısakollu giymiş bi düşünce eşlik eder önce Sonra onun icadı üşüyen hayaller Islak, sallanan, tahta bir sandalye tutuyor elimden Hiç görmediğim bir maviye götürüyor beni Keşkelerini silkelemiş, yağmura aşina bi geleceğe... Gözlerimin boyası anlam veremediğim bi soğukta çeviriyorum sayfaları Muazzam bir hışırdama. Saf bir bebek gelir gözümün önüne ve sanki iki kere yaşanmış on sekiz yıl. Aralarındaki kitap ayıracına benzetirim onu En doğruyu bilen, her açtığımda en doğruya götüren Hepsini avuçlarındaki bir yığın sonsuzluktan getiren. Pencerem: İçerisine kahverengi , dışına mavi işlemiş bir hattatın geçmişle geleceğim arasına hat sanatı Çamur, ağaç, beton, vızıltı.. Islak, mutsuz , umutlu, endişeli.. Kaşıma temas eden camın en soğuk yeri sanki Üzerine düşen iki damlanın birleşmesine şaşmamalı... |