Sussunlar
Ömür; küçük bir kız çocuğunun kavuniçi tokasından, sert bir ağaç kabuğuna.
Kovuğunda yalpalarsa bir rüzgar, bırakmaz. Tüm bildiği acı nağmelerine teslimsin işte susmaz. Serin ve kuru bir ikindi havasıda serenat yapar bozkırım akşamına. Susmazlar. Ah! Sobam yanıma, canım yarıma, aklım başıma... Keskin bir kükürt kokusu burnumda, dilleri yansa. Sönmese yatsıya. Sustum hep, susun, sussunlar. Ölsem bende anlasalar. Ah! Afitap sarıya, bulut kızıla... |