büründüm siyah lalenin tılsımına
bir zaman
sakin gecenin koynunda gün ışıkları arasında büründüm siyah lalenin tılsımına... yıkılırken içimde, şahlanmaya hazır deli taylar alacalı yalnızlık bayrakları dikildi, susarak çıkıldı nihayetinde her işgalden bilinir ki büyük zaferlerde çok ağır kayıplar verilir, şebekesi bozuk contası düşmüş musluklar susuz kaldı yaşanası aşklar, aşkları da asarlar dar ağaçlarına susar muhataplar, dökülür yağmurlar çalınır bulutlara karalar… koşarak sığınmak istersin yazık ki sokaklarında kalır çocukluklar büyüdüğünde anlayabilirsen utanmanın rezilliğini anlarsın bir şekerden fazlasını çalmayan çocuğun asaletini… sonradan sökülmez iyi dokumalar dokunmadan çözemezsin neyle dokunduğunu bilmediğin ruhları durgun denizler de kudurur poyrazlarla böyle sürükler kimilerini üzerinden kumdan kıyılara anakaraların en büyük yerleşkesi kentler yutar olur ki mütevaziliği şaşaalı maskeli balolar caddelerden akar yine olur ki riyalar… düşer üzerine feci karartılar siyah lalelerin kaderidir acılardan ulaşmak gülümsemelere gülümsemeler de varır bir gün olgun kahkahalara... bir zaman sakin gecenin koynunda gün ışıkları arasında büründüm siyah lalenin tılsımına... ( Dilek KARSLIOĞLU ) |