ŞEFFAF YAĞMUR
Ilıkça yıkar yağmur kendini,
Düşer geriye kalan son çehresi, Yutkunur karnından yine İstanbul’un boğazı, Temiz tut camını içeri girsin ayın ışığı, Yürü doğru bildiğin yolda, Şeffaf gölgen sakınsın seni, Kucakla onca nefretle haykırdığın nefesi, Ve durul deniz misali, Sessizlikle merhabalaş, Fazla oturma evinde, Kalk oradan koşar adımla uzaklaş, Karanlıkla karşılaş, Yüzüne bile bakmadan vedalaş, Sevgiye iki elini birden salla, Merhaba derken bir bakmışın elveda der sana, O, yüzden sadece gül ona, Meraklara göz açtırma, soru işaretlerini pas pas yap ayağının altına, Ve mutluluğa gelince karşılar gibi yap hemen ıskala, Son durağın yalnızlık, Artık inebilirsin burada, Sonsuza dek gönlünde yer açar sana, Yedirir içirir hatta kefeni bile giydirir sana, ve evet gözüm arkada değil bundan sonra… |