SARAYKÖYÜN AKŞAMLARI
Sarayköy’ün akşamlarından kalan,
Mor gecelerin yalnızlığına uzanıyordu yüreğim, Kaldırımlara eğilen güvercinlerin üzerinden batıyordu güneşe saklanan renkler, İçimde kırılmış adını topluyordum yolların kenarından, Pas tutmuş bir sokak lambasının dibine biriken Yağmurlarda yüzüyordu bir gemi, Eskimiş şiir kitaplarına uçan kuşların gözlerinden yazıyordum kırılan sözleri… Sonbahar akşamlarının yorgunluğu esiyordu rüzgârların yüreğinde, Bağırıyordum Geçip giden buğuların arkasından, Bırakıyordum gözyaşlarımın sesini, Bir de kendimi, kuru otların ucundan… Şarkılarda ıslanan ellerimi Gül kokusuna seriyordum uykuları, Yapraklarda yorulan gecelerde arıyordum Seni ve o zamanı… Demlenmeye hazır mutluluğum ısınıyordu, Çocukların oyunlarından çalıyordum bir anlık gülüşleri, Anlatamadım kimseye kendimi; Kalabalığın gölgesinde kısılırken sesimi, Ezilen kardelen çiçeğinin sırrını… Sarayköy’ün yıldızlarına sakladım oturduğum saatleri, Yağmur üstü akşamlarına dayanan, Kahkahaya bıçak çeken hüznün parmaklarında, Bulutlara boğulan uçaklara verdiğim hayallerimde, Kırılan lambalara atılan taş kızgınlığında, Biçare kaldığım Sarayköy’ün hüzünlü duvar diplerinde Unutuldum belki de sensiz… Haksızlıktı özlem nöbetlerini bana vermen, Haksızlıktı gelip de almaman, Biter miydi? Sabahların buğusunda uyuyan Akşamların dikeni, Sarayköy’ün akşamlarında… 25.02.1999/Perşembe/SARAY B.BİRİCİK |