Uykusuzluğa uyandım
uykusuzluğumla uyandım gecenin tükenmeyen sularına.
kendimle garip bir münakaşa içindeyim adını sık kullandığımı fark ediyorum. ben sensiz yaşayamam diyorum ama yinede yaşıyorum istediğim gibi yaşayamıyor olmalıyım bizim rivayeti dünyamızda yarinlarin tohumunu ekecektik mevsimine, toprağına, iklimine ters, filizlenmesini beklemek gibidir imkanlarım bir yağmur duasında ağlama duvarına tutulmuşum... anılarımıza inat seni yaşamak istediklerimde yaşatacaktım Sensizde yaşıyabiliyorum sözlerini düşünecek kadar yaşıyorum... bütün hayali ütopyalarım tutukluluk yaptı şarjör dolusu umutlarımın varlığında bir el ateş etmek istedim canıma seni sıkmak istedim vücudumun herbir yanına bir uyuyabilsem seninle uyanmanın zifiri sabahına sadece uyumak istiyorum. kendimi yalanlara göre avutmak . kendi yanlış gerceklerimle uyuturcasına bir rüya oluverircesine Bir kelebek ömrü yarınlarıma ... horoz sesleri kalır geriye sanırım geceler dayanmıyor yıldızlar birer birer kayboluyorlar. zamana yelken açmış yelkovan son surat yol alıyor . bir sabah, bir akşam ... sessizlik, çaresizlik, suskunluk birbirini kovalıyor. mazilerde sörf eden hayallerim suya düşüverir bir dalga boyunca yok olurlar. ölüyorum demekle ölünmüyormuş bir cehennemlik azapla bir cennettin sonsuzluğunda bölünüyorum ben sana ölüyorum deyip Hala yaşayacak kadar yalancı kalmışım. bir kefen beyazlığında , sana sadık kalmışken sevdalı duruşum . hala nefes alabilecek kadar ihanet içinde kaldım. Bir tabut sıcaklığında damlarken tükenen ümitlerim tükenmeyen kalemimin kağıda sarılmasında yaşatırım, benden teğet bile gecemeyen senlilik hallerimi oysa gönlümün cemberinde seni hapsetmişim yaşasam sana ölürüm ölsem sende yaşarım |