Deve DilaverŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Deve Dilaver, "Dokun Furkan Bebeğe" isimli öykü şiirimden bir tiplemedir. "Dokun Furkan Bebeğe" öyküsü; şiirsel yazılmış ve denemelerle desteklenmiş bir bebek öyküsüdür. Kısaca, öykü üç edebi türü de kapsıyor.
Her Köşede Bir Kulis Neyle karşılaşacak bunu hiç kurmamıştı Nasıl karşılanacak kafayı yormamıştı. Dikkatleri toplayan dekolte nakışlarla Radar gibi gözleri ayartan bakışlarla, Hemen samimi oldu, her köşede bir kulis Onları izliyordu sabıkalı sert polis! Gençlerle kafa bulup hep dalga geçiyordu Şirin orta yaşlıyı, O evli seçiyordu. Senanur’sa kendince yaşamı ti’ye alıp Herkese ’evet’ derdi onursuzca alçalıp! Elini çabuk tutup attırmalıydı burdan Çok da farklı değildi Şirine Senanur’dan! Bütün Aptallar Gibi Bütün aptallar gibi çıkarına düşkündü Utanma konusunda Fatih kadar pişkindi! Davetkâr bakışlarla böyle boy gösterişi Hep kötü sonuçlandı giriştiği her işi... Çok uzun sürmeyecek Fatih’in aldanışı Hüsranla sonlanacak O’nun geç uyanışı... Şirkette fink atıyor dostunun yandaşları Sakallı soytarılar Sena’nın dindaşları. Kendi kendine sordu: Neden tüm renkler mordu? Yakayı kaptırmıştı geri dönüşü zordu. Geç de olsa anladı belâya çattığını Kendisinden uyanık yıkımla yattığını..! Yeni Patroniçe Fatih’in gelişine memnun olup sevindi Işıl ışıl gözleri sevgi ile devindi. Yüreğinde sıcaklık, kıpırtı hâsıl oldu Senanur’u görünce birden öfkeyle doldu. Bu neyin denemesi, ne yapmak istiyordu Sena ise kendine yer kapmak istiyordu. Nedense beyefendi korkmuyordu Şirin’den Başka ne beklenirdi Fatih gibi birinden... Görücüye çıkarıp nabız mı yokluyordu Ademoğlu Fatih Bey sürekli şokluyordu. Eş olabilir miydi O’nun gözde çiçeği Görsünler istiyordu yeni patroniçeyi! Şirine Kıvranıyor Özellikle seçilmiş adamlar fazla iri İki kara gözlüklü, besiliydi her biri... Korumalar Fatih’i göz hapsine aldılar Tuttuğunu koparan iki çelik koldular! Bir doksan boylarında güçlü insan azmanı İki keskin bakışlı, mesleğinin uzmanı. Gözlerinden kaçmadı Şirin’in kıvranışı Hoş karşılanmayacak Fatih’in davranışı. Bir göz işaretiyle hemen orda bittiler Telaşlı adımlarla O’na doğru gittiler. Şirin kıvranıyordu işareti gördüler Hemen araya alıp kollarına girdiler. Şu Eski Korumalar Sena’yı getirmesi Şirine’yi çok üzdü Tiksinmiş bakışlarla baştan ayağa süzdü. Her zaman yüzsüz müdür: İkinciler, kumalar? Hemen saf değiştirmiş şu eski korumalar... Artık bugünden sonra komutlar da Şirin’den Sadakat beklenirdi polis gibi birinden... Sadakat beklenirdi bir polis eskisinden... Çok onur kırıcıydı bir yosmaya satılmak! Fatih’e çok dokundu yaka-paça atılmak. Kapıya çekiyordu her birisi bir yandan Haber sorup görmeden ayrılacak Furkan’dan. Çekiştirme Dilaver; ev benim, hasta benim Yüreği parçalanmış, kahrolmuş yas’ta benim! Bir Katil Gerekirse... Şirketim o maaşı sana niçin ödüyor Daha ne peşindesin, nefsin neyi güdüyor? Seni ben işe aldım, unuttun mu Dilaver Şirketimden aldığın maaşın hakkını ver! Senin gibi birisi nasıl bir iş görürdü O kabarık dosyanla kim sana iş verirdi? Dosyan bana gelince "tamam işte bu" dedim "Benden bile namussuz, alçağa bak tu" dedim. Unutma ki Dilaver tek şartla iş bulurdun Belki bir kaza için bir gün lazım olurdun! Rüşvetten hüküm giymiş bir katil gerekirse, Senden aşağı kalmaz bu Kangallı Bekir’se... Görmen Gerekeni Gör! Seni iyi bilirim, şimdi biraz ağır ol Kimi zaman kör olup, kimi zaman sağır ol! Kırcaali’den gelip nasıl ülkücü oldun Doğulu insanlara niçin nefretle doldun? Kaba bir davranışla Fatih’i sarsıp itti Unutmak istediği adıyla hitap etti: Kaç kişiyi öldürdün söyle Deve Dilaver Bilerek işe aldım seve seve Dilaver... Seni işe alırken sana ne söylemiştim Sana hatırlatayım bak şunları demiştim: "Görmen gerekeni gör; hem elim, ayağım ol Bazen sağır, bazen kör; hem gözüm, kulağım ol!" Cumali Cumalioğlu 28.12.2008 – 10:10 |