YENİ CAMİ ÖNÜNDEMetruk binanın önündeyim meskün mahalde İn cin top oynuyor günün bu saatinde Sabahın ayazı bulutun hızla boşalttığı Çuvaldızlarla işbirliği yapıyor Kanıyorum sessizlikteki varlığıma Binlerce güvercin kanatlarına sarılıyor Yenicamii önündeki ayak izlerimle Yemsiz bir gün başıyım bu soğukta Çarşı Pazar eğleniyor yokluğunda İnanıyorum sensizliğin uğultusuna Dudakların düşüyor aklıma ıslak sıcak Bakışlarındaki o ağlamaklı halde Göğsüm yanıyor anlıyor musun Yoksun ya bu koca şehrin zindanları Meskenim oluyor şarap uykusuna Bir fincan görüş gününe razıyım Getirme temiz çamaşır yahut sigara İzmarit gibi yanıyor içim dışım Yoksun ya bu koca şehrin orta yerinde Ölüyorum kaldırımların soğuğunda Islanarak sensiz yollarda Senli olup olmadığı bir meçhule Hiç sebepsiz yere yürüyorum Düşünmek…Ne uzun mesafe sana Düşünmeden ıslanmayı seçiyorum Kâbus mu bu yoksa ben miyim Kâbusun ebesinin koyduğu bu isim Neden kulaklarımda çınlıyor İstanbul’un orta yerinde bir sokağa İsmimi veriyorum sabah ayazında Feribotlar ayaklanıyorlar düdük sesinde İlkin işçiler uyanıyor bu şehirde En erken onlar oturuyorlar soğuk koltuklara Sonra beyler biniyor kim bilir kaçıncı sefer Senin anlayacağın yine hazıra konuyorlar Tuzaklar uzaklarda değil ki Sensizliğe bir de ezilmişlik bulaşıyor Kaldırımlar benimle bir türlü barışmıyor Güneş saklanıyor yeditepenin arkasına O bile üşüyen bedenime sarılmıyor Yoksulluğum parasızlığımdan değil Kaldırımı ısıtma parası elimdeki para Şu iyi giyimli kadının önüme attığı Kim bilir ne çok atan olur oturdukça Seni vermez ama, şaraba yeter nasılsa En sevdiğim kaldırımlar Yenicami önünde Hani düşündüm de bu yalnızlıkla Birde sensizlik el birlik ederse Ve düşerse başım ikindi ezanıyla Kaldırması kolay olur belki de Üşümekten yorulmuş sensiz bedenimde Defnederler kimsesizlerin efendisini... |
Getirme temiz çamaşır yahut sigara..''
yalnızlığın koyaklarına vuran bir şiir..
'Üşümekten yorulmuş sensiz bedenimde
Defnederler kimsesizlerin efendisini... ''
ölürken bile istemsiz.. hazindi...