ŞEMSİYE
Benim hiç daimi şemsiyem olmadı,
Hep bir yerlerde unuttum, Hep ıslandım yağmurlarda, Sırılsıklam döndüm eve bazen, Bazen sudan çıkmış balık gibi... Saçlarımdan omuzlarıma düşen damlalar, Acılarımı temizliyor gibi; Elbiselerimin üstüme yapıştığını, Yağmurlu günlerde hissederdim, Bir bütün olurduk... Bir kırmızı şemsiyem vardı, Otobüsten indiğimde farkettim... Koştum, ıslık çaldım, yetişemedim! Doluya yakalandım. Derken çiçekl,i mavili, morlu, ebruli, Renklerle iyi anlaşıyordum galiba. Son aldığım şemsiyem siyahtı, Sapı uzun, dedeminki gibi... Dolapta duruyor belki,belki yağmur yağmıyor şu sıralar, Lakin biliyorum bir gün o da kaybolacak... Acaba dedem hiç şemsiye kaybetti mi? Sorun şu ki; Onunla derin muhabbet edecek yaşlara erişemedim, Birbirimize yetişemedik!.. Duygular kaybolur mu ki, Umursanmayan kaldırımlarda? Ümitler kaybolur mu ki, Umutsuzluklar içinde? O zaman ölüm de bir kayboluş değil mi ki, Rengarenk şemsiyerin mabedinde? Benim hiç daimi şemsiyem olmadı! DAİMİ KAYIPLARIM VAR... |
saygımla ...