1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1174
Okunma
Babamız Adem misali,
hata ile düştüğümüz dünyadan özrümüzle kalkabilirmişiz.
Dünyaya bir ‘kalfa’ olarak tayin edildiğimizi bilirsek,
bu inişin bir düşüş değil bir ödül olduğunu anlayabilirmişiz
Kayarak düştüğümüz sırata pişmanlığımıza tutunarak yeniden tutunabilirmişiz.
Ellerimizi gevşeterek düştüğümüz 1’in ipine yine ümitlenerek sımsıkı sarılabilirmişiz.
Pişmanlıkla düşürdüğümüz her gözyaşıyla,
hiç şüphesiz gözünden düştüğümüz kutsilerin makamına yeniden çıkabilirmişiz
Söz’ü yay(z)ıldığı yerden,
medeniyeti sükutun diplerinden,
insanı gövdenin esaretinden,
şefkati şehvetin pençelerinden tutup kurtarabilirmişiz
“Dua eder ve yükselir”mişiz yeniden.
Gözümüzün demir perdelerini aralayıp,
merak ve hayretin verimli bahçesine uyanabilirmişiz
“ülfeti kırıp hayreti kuşanabilirsek eğer”,
“varlığı tanım kaplarında donduran,
bir kısım ‘bilimsel’ tanımların katılığından uzaklaşıp,
hayata bir çocuğun kalbinden bakabilirmişiz meğer
Düşmek ve kaklmak..
Düşmekten internet hattının kopmasını,
Kalmaktan doların fırlamasını anlayan zamane
...........
Bir felçlinin kuş parmağını oynatabilme muştusu bil bunu
Temiz sayfa üzerindeki bu maktül ifadelere dikkat kesilme
Kalbimin mırıltılarını duy
Sana yapılan dualarımı yanında bulacaksın
Gülümse..... ve bir kez dene
Elini uzat kalbinin sahibine...
A&A