Nezaret Hane(boyalara övgü) Hastalıksız bir tablonun içinde ölüyoruz bazen, senden habersiz. Bir söz ovası, sırtımızı toprağa değdirip de susuverdiğimiz. Kalkma kalbimden, gönlüme güneş giriyor ve fırça darbelerin. Gel zaman! Git zaman! Çok uzak bir şiirde bir gelincik tarlası Nereye ölsek, kırmızı. Nereye hatırlasak parçalanıyor ırmaklar. Ağzı olsa da konuşsa bu sana sığınmalarım, tüm vakitler bir ibadet sabrı. (doğruya sövgü) İnanma sen bütün bu yazılanlara bunca sabıkalı palavralara herkes kendi hüznünden mesuldur ( takribi beş dize) içimde sabırsız bir firar arzusu kendi sınırımı sınıyorum, yapmacık bir lirik havayla bazen sadece sol gözümden ağlıyorum o yüzden solak sanırım tüm ihtiraslarım bunca solgunluğun yüzünden göremiyorum seni (ruhumda tomurcuklanır teyemmüm vazifesi) Tonajı yüksek ihtiraslarımın tarihi Birinci yokluk dönemi En sonunda yalnızlığım, bütün mutlu kardeşlerini katledip tahta geçer. umarsızca fetih fantezileri. bir gecelik saltanatlar uğruna. ( Vektörel Ezgiler) Hiç de sürpriz olmayan bir vedanın vesayetinde bir taşım kaynatıyoruz geceyi dudaklarımıza bulaşan köpüğü hatırlayabildiklerimizle servis ediyoruz. Ve nihayet nezaret ediyor hanemizdeki vücutlar nihai heyecanlarımıza Bir iyilik yap da hayrına ever beni bu şiirle... Yine senin için bu harlı sofra kursağımdan ye harflerimi. Oktay Coşar |