Alev Kanatlı Kelebek
Kozasını ördü karanlık…
İçinde barındırdığı karanlıkla var oldu alevden kelebekler. Kanatlarında panzehirsiz bir zehir, gözlerinde büyülü bir aydınlık. Etrafında dans ettiği cehennemle yıkanmış alevler. Peri masalıyla büyümüştü o çocuk. O çocuk şimdi alev kanatlı kelebek. Dokunduğu nesneye ölüm katıyor benzersiz. Taşı çürütüyor içten içe sebepsiz. Bir dünya yaratmışlar içinde, çürük ve sevgisiz. Fısıltılar kalesinde büyümüş hayaller. Süte zehir katılmış, öykülerine yalanlar. Yırtıyor kozasını karanlık göz bebekler. Yer altında dirhem dirhem çürüyen ölü. Canlı, cezbedici bir cehennemle çevrilmiş her yönü. Ruhuna kadar kemirilmiş, satılmış... ne yüzü kalmış ne de yüzsüzlüğü. Dolandıkça elleri yaşamın dallarına. çürüyor gülümsediği gökyüzü. Şimdi her tını zehirli, ölümcül bir zehir. Kulaklarıma akıyor şeytanın sesi. Ellerinde cennet gözlerinde binlerce kez yıkanmış bir cehennem. İncecik çelik kablolar solduruyor ruhumuzu. Sesi yırtıyor, dağılıyor atmosfere kat kat. Yayılıyor, ruhumuzu delip geçiyor pikselleriyle. Karanlık koza çatladı, akıyor içimize... İçimizde beslenmesin alev kanatlı kelebekler. Bir sesle uyanıyorum aydınlığa ALLAH... Bir sesle sorguluyorum dünü ve günü... |