SON SEVGİLİYE VEDA.
Neyin mücadelesini veriyoruz ki?
Beni sevmedikten sonra, seni heyecanlandırmadıktan sonra, yanımda sonsuza kadar kalmadıktan sonra, benden kaçarcasına uzaklaşmaya çalıştıktan sonra ben ne yapayım seni! Git artık ne olur. Öyle uzağa git ki, bir deprem gibi yerle bir olsun buralar. Arkanda ölü bir yar bırak. Öyle bırak ki, bu şehir yağmurla çamura bulansın. Seller virana çukurlara atsın beni. Öyle uzağa git ki sana ölümüm bile kalmasın. Bu mevsimler de yalan. Her şey sende yalan oluyor. Seni kaç mevsim sevdim, ama ne faydası oldu ki! Öyle, sonbahar manzaraları seyreder gibi, cam önünde bekleyen liseli aptal aşıklardan olmadım. Ya da yaz akşamlarında demlenen bir anlık aşıklar gibi de sevmedim. Gücüm olsa, sana bu aşkı kaba kuvvetle gösterirdim ama dua et bu haldeyim. Anlamıyorsun! Kalbin kelimeleri yorumlayacak kadar büyük değil. Seni moloz yığınları arasında unutmak olurdu en iyisi ama gel de bunu kalbime anlat iste. Sen beni anlamıyorsun! Bu cana da yazık, bunu sürükleyen ruhuma da! Artık susuyorum. Her şey gereksiz: sen, aşk, bu hayat ve senin gözünden ben. Dengemi öyle bir bozdun ki; bir gün iyi şeyler yazıyorum, bir gün kötü... Galiba benim için hayatın hiçbir anlamı kalmadı? Dedim ya, artık susuyorum. Sen de var git. Gideceğin bir yer varsa. Ama dikkat et; gittiğin yerlerde ola ki sürünme. Hayat bu. Gün gelir seninle de dalganı geçer. İşte o zaman ya gülmekten ölürsün ya da acıdan. Gün olur sesin duyulmaz dört duvar arasında. Kuşları görürsün pencerenden ve onları bile kıskanır olursun. İşte o zaman geriye ne aşk kalır, ne de yaşanmışlıklar. Neyse sen daha git uzaklara. Git bakalım... Belki hüzün de gelir ardından? 08.01.2008/SARAY Saat:21.34 B.BİRİCİK |