kimsesiz kuşlara gök şimdi içimiz tuğsuz çadır batıyor tunçtan tırnaklara binmiş pozlar h a t ı r l ı y o r u m ve ürperiyorum inceden ürperiyorum vesâyetin kalın dudakları aklımda
hep boşuna bekledik aslında meşguliyet prangalı hayat peronlarında kâh tersinden okuyup yazılanları kâh umudu zincirli kollarla ümidi tüketmek miydi yok olmak kana kana, obruk obruk var görmek mi aynalarda ki; dökülürdü arada kabuklar fâzilet yapraklarda değil de dallarda mıydı yoksa!
densizlikti seni giyinmeden çıkmak tüm cümleler pasaportsuz kimliksiz bir heykel olur hani her meydanda avuntudur pespaye kalabalıklar hep bir pas payın olur hani herkese sıradan gelen şıradır sana her bağ tezenedir hani kendi bülbülüne
ılık bir sancıdır hatırladın mı hani sarılır sarılır da durur şuranda
içeni kalmamış çeşme gibiyiz şimdi dudakları hasret sızılı beklentiyle kurumak mı çöldür kudurmak mı kalabalıktan ıssızlık anlamsız mıdır her ıslaklık! dağın sesini mi katar hep nehir suya
şimdi tam olgunlaşmamış aşkın hüzün taneleri miyiz biz birimiz asmada kurumuş üzüm birimiz hasadı bekleyen avarya
esiyor sesimizde gecikmiş saltanat gıcırtıları tanıdık yabancılar gibiyiz tıpkı aramızda tampon tampona bir uzaklık tenden giyinmeli örtü olsa da aşk çilingiri yitik hapislik yaşamak da bir değer yaşamış olmak unutmamamalı ’kalp kalbe karşıdır’ dense de o her kalıbı kendine kapı eder
ve şimdi sevgili muteber mırıldanmalarla yırtmalı göğü ikimizde köhnemiş heveslerin çatısında güneş arayan gündöndü
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kefeyi Darasız Ayakta Tutma Sanatı /Aşk şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kefeyi Darasız Ayakta Tutma Sanatı /Aşk şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.