YAŞAMAKAylardan hangi ay günlerden hangi gün olduğuyla Ve saatin kaçı gösterdiğiyle Hiç mi hiç ilgilenmezsin Odanın en kuytu köşesinde dizlerinin üzerine çöküp Eline geçirdiğin bir şeyle Halının aynı noktasını karıştırıp Zonklayan şakaklarına aldırmadan derinlere dalıp düşünürsün Önüne Aklından hiç çıkaramadığın Yüreğinden söküp atamadığın bir resim düşer Gözlerini kırpmadan baktığın gözleri Soluk almadan dinlediğin sesi Bahar sevinci yaşatan gülüşü Ta iliklerinde hissedersin Daralırsın Boğazın düğümlenir Yutkundukça için yanar Dudakların kupkuru olurken Gözlerin ve yanakların sırılsıklam ıslanır Gelme ihtimalinin olmadığını Hatta imkansız olduğunu bile bile Ansızın kapı çaldığında Yüreğin tarif edilemez bir heyecanla çarpar Gelen kişi kardeşin dahi olsa Duyduğun o bildik sese İçinden of ya diyerek sitem edersin Olduğun yere yığılıp kalırsın Duvarlar üstüne üstüne gelir Çöküp kaldığın köşede daha bir küçülürsün Ne gecenin sessizliği sakinleştirir seni Ne pencereden gelen esinti ferahlatır içini Avazın çıktığınca bağırmak Sağa sola tekmeler savurmak istersin Bekler susarsın Neden aklıma gelmedi tüh ya der Bir hevesle telefona sarılırsın Aynı numarayı defalarca yazıp yazıp silersin Birbiri ardına belkiler ile boğuşursun Belkilerinle korkuların çoğalır Her seferinde bu kez yapacağım demene rağmen Bir türlü arama tuşuna basamazsın Saatlerce süren konuşmalarınızı Ve değindiğiniz konuları hatırlarsın Size özel olan olması gereken zamanı Komşunuz Ayşe’nin sorunu Arkadaşınız Ali’nin ilişkisi İzlediğiniz dizilerin yorumları Songül cadısının kini Ve havadan sudan bir sürü şeyle öldürdüğünüzü fark edersin Konuları değiştiremediğin Sohbetin yönünü çeviremediğin Kurduğun gereksiz uzun cümleleri kısaltamadığın Ve zamanın her saniyesini Seni seviyorum diyerek geçirmediğin için kendine kızarsın Dizlerini yumruk yağmurlarına tutarsın İçinde yanan Kalbini sızlatıp sıkıştıran Ve alevlerinin ta ağzına kadar yayıldığını hissettiğin ateşle Kötüleri görmemezlikten gelip iyilerin üzerinde durarak Saniye saniye geçmişi düşünürsün Sesini ilk kez duyduğunda yaşadığın sevinci Yüzünü ilk kez gördüğünde tattığın mutluluğu İlk kez sarılırken durduramadığın titremelerini Dün olmuş gibi bir daha bir daha yaşarsın Ayağında ne olduğunu saçlarının nasıl durduğunu elbisesinin rengini Nasıl oturup kalktığını nasıl yürüdüğünü Konuşurken dudak büküp kaş oynatışını hatırlarsın Aslında hiç unutmamışsındır ki Ellerini Yüzünü avuçlarının içine aldığında hissettiğin sıcaklık basar Yüzünü Saçlarının yumuşaklığı sarar İçini Teninin kokusu kaplar derin derin soluk alırsın Yanı başındaymış gibi içini bir huzur kaplar Kucağına sokulur gibi köşene kıvrılır Başını kollarına koyar gibi yavaşça yana salarsın Bedenin mayışır göz kapakların ağırlaşır Rüyanda yaşamak için uykuya dalarsın Adem Durmazer |