ATEŞ
ATEŞ
Ben ateşi anca Senin çaktığın kibritteki kadar masum Tutuşturduğun çıradaki kadar parlak Kazan kaynattığın ocaktaki kadar büyük Teneke sobamızdaki kadar sıcak bilirdim Sırf her uzanışımda cıs dedin diye Sırf bir seferinde elimi değdirdin diye Sırf o yüzden O yüzden korkardım ondan anne Ocaklığa senidi sacı kurup Yufka ekmek yapmaya başlayınca Başından hiç ayrılmazdım Yağlı şepit yap diye başının etini yerdim Hani bazen baca çekmez tüter diye Duman odaya dolar içimiz yanardı Ciğerlerimiz çıkardı öksürmekten Sırf sen kızdın diye Sırf gözlerim acıdı ciğerlerim yandı diye Sırf o yüzden O yüzden nefret ederdim ondan anne Dağda ekin biçerken Öğleye doğru boz armudun dibinde İsli tenceremizde pilav pişirirken Koşar gelirdim yanına Patates gömerdim külün içine Pişenleri çıkarırken Bazen yanlışlıkla kömür avuçlardım Sırf parmaklarım kıpkırmızı oldu diye Sırf kabarıp su topladı diye Orak tutamayacağım diye Sırf o yüzden O yüzden kaçardım ondan anne Gazla elektrik gelince Ne kibrit kaldı ne çıra Ne ocak ne baca ne teneke soba Senin o saatlerce Tutuşturmak için uğraştığın ocak varya Bir tek düğmeye bağlandı Aç kapa aç kapa Gerekmiyor başka zahmet başka çaba Sırf baca tütmüyor ciğerlerim yanmıyor diye Sırf gözlerim yaşarmıyor avuçlarım kabarmıyor diye Sırf o yüzden O yüzden rahat uyuyordum anne Dün gece İnsan ve hayvan seslerinin birbirine karıştığı İnanılmaz bir kargaşa ile uyandım Dışarıya pijamalarla fırladım Ateşi gördüm anne ateşi Dağı taşı sarmıştı Bizim köyün ben diyeyim on sen de yüz katı Duman ve alev bulutlara değiyordu Cehennem kızılı gecede Kozalaklar birer alev topu olmuş Metrelerce uzağa fırlıyordu Kibrit dediğin çıra dediğin ne ki Dumanı gördüm anne dumanı Tüten soba çekmeyen baca ne ki Rüzgarı da alarak arkasına Kudurdukça kudurdu Büyüdükçe büyüdü Bağa bahçeye yürüdü Ne dağ dinledi ne bayır Önüne ne geldiyse yaktı cayır,cayır Ne kaplumbağa kaldı ne tavşan ne tazı Sakar keçiyi kınalı kuzuyu sarı kızı Kara kaçanı sapı samanı Hepsini kaybettik,kaybettik anne Hani evimizin doğusunda Salıncak kurup sallandığımız Dibinde oturup çay içtiğimiz Yaz kış kuş cıvıltısı eksik olmayan Rahmetli dedemin küçükken ektiği Yan yana iki andız ağacı vardıya Artık ne kuşu var onların Ne dalı ne de yaprağı Her şeye rağmen inatla dimdik duran Kapkara gövdeleri kaldı Yağmur yağıp güneş doğunca Baharda yine dal verip çiçek açar mı Açar mı dersin anne Çok şükür duvarları aşıp gelememiş Soğuk mermerlere dokunamamış ateşi İsi değmemiş külü gelmemiş Arife gün su tutup ellerimle silmiştim Tertemiz duruyor başucundaki taş Üstündeki çiçek yemyeşil Toprağınsa yamyaş Bak yanında iki büklüm oturuyorum Ne olur bana kucak aç Kaldırdım ellerimi olabildiğince Dualarım seninle seninle anne |
Sevgi yazan kalemiyin ritmi şiirlerin dansıdır…
Şiir yaşam biçimimizdir…
...........................................Saygı ve selamlar..