KasabaBilir mi ki.... Hangi pişmanlık sel olup akmış yollardan! Utanmaz bir zariflik bulaşmış ellerine Muhakkak dışlanmış o da bir manastırdan. Nafakası da yok şimdi her geçen saniyenin. Gece, kılığını değiştirmeden gelmiş üzerime Her daim mecbur kılınan zifiriliğiyle Çelmeler üşütüyor ayaklarımı... Tasarruflu bir sıcaklığa sarılabilsem keşke Yutulmuş heveslere, bir de tuz basılmış maharetle. Hangi limana işlenmiş felek denilen maşa Yanıp yanıp yakmıyor muydu gönülleri Acılar, kuyumcu titizliğiyle nakşedilirken ruhlara Ezelden gelen çığlıklara kapanmamış mıydı kulaklar. Anlayışın milliyeti yok, boşuna süsleme sade dursun sabahlar. Plansız kelimelerin ünlemlerine basıyorum. Dünya mahrumu yazmasın milyon nötronlarda. Mevcudum zincirleri kırsın istiyorum. Ne varsa, varı yoğu, olanı biteni toplasın tüm varlığım... Yürek kuvvetine gelen misafire, açık olur her kasaba. |
.....
Çocukluğumun kasabalarını anımsadım.
Sakin dingin sevgi dolu yüreklerle dolu.
Trenden inenleri sahiplenen misafir kabul eden.
Oysa çok seneler geçti üstünden.
Harika dizelerdi genç arkadaşım.
Sevgiler alkışlar İzmir'den..