KarinSuskun bir tarihin Yağmur izli fotoğraflarındaydın sen Ve bilmem ki... Gözlerim hangi fırtınanın adıyken Hangi ruhun koruna ateş oldun sen Öğrenilmezdi oturulmadan Ayağı kırık sandalyede Sallanır gibiydi tüm umutlar Ve camı olmayan kıraathaneden Nasıl gelirdi sıcak yudumlar Bir gri bulut üfledi bu dudaklar Alabildiğine içten Alabildiğine derin Ve düşen son esir gibi Alabildiğine teslim Bir esaret düştü yıllardan Çağrı parmak uçlarımda bir karin. |
ne cehennem harı
aşkın harında yanmak
ve adamak yüreği bir çift gözün uğruna
yanmak işte yusufca
yusufçuklarla semah dönmek belkide
söyle kaç kumrunun dilinde mimlendi aşk
erosun oklarından daha mı çok yaktı yüreği
arafı sıratı hatırlatıp
Mem'i Zin'e Leyla'yı Kays'a aratmadı mı
en mutlu aşklarda bile biraz hüzün yaşatmadı mı
ve hasıl aşk kadim bir öğreti değil miydi
şairin yüreğinde şiir
ressamın kaleminde resim olmadı mı
dergahında çerağ olmadı mı yarin
hem ''yar hemde yaraydı'' belkide
ve yaşam
kör topal tutunduğumuz zaman
ayağı sekili hüzünler
belki güneşten çalınma bir umut
ve bulut bulut özlemler
hevesler nakkaşeli
çocukluk hayalleri gibi neşeli,
işlenmeli ruhun gergefinde
belki Adem'in boyunda
Musa'nın öz suyunda
hakikatin eşiğinde
yada Elif'te
sür git bir düzenin
ince ayar çekilmiş namlusunda
bir iğne deliğinden geçiyoruz işte
kanayarak
kanatarak
turaba mihman olarak
şiire yarenlik etmek
ve ruhunda dolanmak güzeldi
yazan yüreğin konukluğu nede güzeldi
selam ve hürmetlerimle
- n i t e r a -
nitera tarafından 1/26/2015 7:26:26 PM zamanında düzenlenmiştir.