SENİ DE VURUR...
Seni yaşamak, Sidretül Münteha’dan evreni seyretmekti,
Sus, melekler kıskanıyor seni Nil bakışlım... Mahzun bakışlı onurum, kadınım… Aşk, beni yüreğinle dinlerken bakışlarınla tutuklamandı, Kollarınla değil, canınla sarılmandı… Şu palmiyelerin mağrur duruşlarına bak, Ufukla öpüşürken,ne kadar da mutlular! Ufuk ve palmiyeler kadar uzağız/ yakınız… nefesi tütün kokan esmer bir adamı sevgiyle beklemekti; aşk... Deniz de bugün benim gibi dalgalı ve şaşkın, Dört bir yana saldırıyor amaçsız ve yalnız Martılar döne döne ağlıyor denizin çaresizliğine, Sahilde kış sessizliği, Deniz ve Bodrum yalnızlığımı büyütüyor bugünlerde Anlatma, biliyorum! Yaraların Beydağı’nın mahzun zirvesi Acıların burdan Malatya’ya yol olur, Korkularını öldürmeye geldim, yalnızlığını öldürdüğüm gibi! İç çekişlerinin katili olacağım, Ve ilk kez bir katili seveceksin. Korkma! Onursuz geceler bitti, Parmaklarım sadece saçlarını taramak için, Ellerim gözlerini huzurla örtmeye geldi, Şefkatin adamcası yani… Zamanın gemlediği yılkı atıyım şimdi, Gam ve gem cehenneminde, çatlak dudaklarımı ıslatan göyaşlarım, Med cezir uçurumlarında kaybolan şiirden mevsimler, Ve düşlere veda edeli öldürdüğüm yolculuklar, Anlatabilsem, Seni de vurur uykusuz geceler… Ağlama, Kıyamam gözlerine! Biliyordum kadere kafa tutamayacağını, Bir kelebeğin ömrü ne ki… İbrahim EROĞLU 11 Ocak 2005 Bodrum |
Beğenerek okudum.
kutlarım..