ISLAK ISLAK ...
Güneş, hazan bulutlarına yenilmiş,
Yasaklar, yollarda jandarma, Mavi, masal dağının ardında, Elele olma lüksümüz yoktu, sinema dönüşlerinde, Deniz vardı her filmde mutlaka, Kasabamızda olmayandan yani... Şimdi uzaklardasın, Sana buraları nasıl anlatsam, Tütün kokulu şarkılar mahzun, Kapımız kapanalı,kuşlar pencereme küstü, Bu ev kiralık değil ilanı sararmış, Arada bir duvarlarla konuşmak için gelirim, Bağıramıyorum, Sesim, soluğum tutuklu... Bir konuşsam.! Şiirler dizilecek boğazıma ıslak ıslak... Her sokaktan binlerce sevda sözcüğü koşacak dudaklarıma, Bulutlar; sana ilk dokunduğum sözcükleri yağdıracak, Şarkılar mırıldanacak kaldırımlar... Bir delinin koşmacaları kiralar ayaklarımı, Heyecanım İstanbul’a ilk gelen taşralının gözleri, Bir çocuğun ayak üstü ısırdığı pideyi özlerim Lojman camını kırdığım Malatyalı Mahmut’tan, Karpuz çaldığım kamyonlardan af dilerim... Gar polisi,tutuklamasa trende bulduğum romanları, Hayallerim daha büyük olacaktı.! Demiştim sana bir konuşsam yılları yoracağım... Erken uyuyorum geceleri, Yakını iyi görmüyorum, Daha kolay ağlıyor erkek yanım, Rüyalarım yaşlı ve sisli, Artık saçlarımı arkaya taramıyorum, Saçlarım yok ki... 12 ARALIK 1998 Manisa |