TEZGÂHTAN GÖNÜLLERE
El emeği göz nuru sabır vardır bu yolda.
Ana, bacı, gelinler diziliyor tezgâhta. Bereketin adıdır koyun ile kuzular. Kırkılan o saf yünler çözülüyor tezgâhta. Gönülden inanarak Besmeleyle başlanır. Çıkrıklarda hömelek, gelep olup işlenir. Kazanlarda her biri renkli renkli haşlanır. Güneşte kurutulup süzülüyor tezgâhta. Kökboyanın renkleri, tetir, pempe, gömüklü. Dıdık tarağı eyler, alizarı pamuklu. Kirman ile iğleri yapıyorlar kemikli. Kaba yünler süyülüp, düzülüyor tezgâhta. Erişler nağme alır argaç ile su ile. Ayağından mehraba, to’su gelmez mi dile? Varan gelen, mazıyla laleler döner güle. Zilli tarak, sındılar büzülüyor tezgâhta. Bu nasıl bir sanattır ellerde hayat bulur. Halı, kilim, heybeler sabırla desen alır. İlmeği, kücüsüyle, karılıp hemhal olur. Türkmenlerin tarihi yazılıyor tezgâhta. Nice desenler var ki gönüllerin sözüdür. Türk ocağı, Bağbaşı, tüm topların özüdür. Güllü su, çörekli su, yüreklerin közüdür. Ahlar, vahlar, eyvahlar, seziliyor tezgâhta. Ömrüne ömür katar bu sanatın kuralı. Halı minder, namazla, tülü, pala, haralı. Hele gurbet ellerde yürekleri yaralı. Asker yolu beklerken beziliyor tezgâhta. Çekik gözlü güzeller, yastık yüzü dokurken. Sedirdeki boncuklar, ardın sıra akarken. Hele Sariye abam ağıtları yakarken. Duyanların yüreği eziliyor tezgâhta. Âşık Serdar bu sanat yüzyıllardır yaşıyor. Anadolu’m sabırla geleceğe taşıyor. O küçük konaklardan gönüllere koşuyor. Eski, yeni eserler çiziliyor tezgâhta. |