MEVSİM AYRILIKMEVSİM AYRILIK Acıyla kıvrılmış bir ses kadar çaresiz Yüzünü karaya boyadı, yalnızlık… Kirpik dökümü mevsiminde Biz… Yani Sen’le Ben Biz… İki kör bakış… Mim’lenmiş kalemimin Kuyruk sokumundan dirilircesine Gözlerimize daldık Aşkla sulanmış tenimizin , bereketinde Nazlı çiçekler gibi kokumuz Gün doğumuna gebe kavuşmalarımızda Yeryüzü, ayaklarımızın altından kayardı Kanatsızca… Birbirimizin vadilerinde Çıplak düşlere yolcu Yürek hancı Aşkın sürgünündeydik sevgili! Göğsümüzün sarsıntısında Şen çocuklar gibi tepişirdik Yeni çatlamıştık daha! Birbirimizin ergen dudağında Işığa susak çiçekce Tomurcuklarımızı eğerdik güneşe Okşanmış yaralarımızın ısısında İyileşmeye ham elemlerimizi Elerdik ellerimizle… Tutuşmuş iki odun parçasının tek alâzı olur Sıcak bir ışık gibi göğümüze yükselirdik Yar(a)lıydım… Yar(a)lıydın… Yalın ve yalnız akşamlarda! Kanı kardeş bildim Sütür tutmayan, fütursuzluğuna Canı ikiye ayıran Cellat suratlı bıcagın, soğuk tutuşuna İnkar besteler dilettim Hava soğuk, zemheri Buzda kayan ayaklarımın imansızlığında Döndüm, gittim… Kızılı damlayan kanca Damardan aktıkça Aktım senden… Akacak kan damarda durmaz misali Ayrılık vakti gelmiş aşk! Yürekte durmaz sevgili! 26.01.2013 22:15 NURGÜL OCAK |